Yeni Rapor: Büyük Kirleticiler Spor Kulüplerine Sponsor Olarak Yeşil Badana Yapıyor
Yeni bir rapor, yüksek karbonlu endüstriler ve önde gelen spor takımları arasında gerçekleştirilen 250’den fazla anlaşmayı ortaya koyuyor.
Pazartesi günü yayımlanan yeni bir rapora göre, çevreyi kirleten endüstriler, iklim krizindeki rollerinin görmezden gelinmesi amacıyla spor takımlarına yüz milyonlarca pound harcayarak “sporda badana” (sports-wash) yapıyor.
Çalışma, en büyük kurumsal kirleticilerden bazıları ile önde gelen spor takımları ve organizasyonları arasında 250’den fazla reklam ve sponsorluk anlaşmasını inceliyor.
New Weather Institute’un eş direktörü ve raporun ortak yazarlarından biri olan Andrew Simms, “Spor endüstrisi, iklim acil durumunun ön saflarında yer alıyor ancak başlıca kirleticilerle yapılan sponsorluk anlaşmaları denizinde yüzüyor. Yüksek karbon emisyonunu normalleştirerek, yaşam tarzlarını kirleterek ve iklim eylemi üzerindeki baskıyı azaltarak krizi daha da kötüleştiriyor” dedi.
New Weather Institute, iklim yardım kuruluşu Possible ve Rapid Transition Alliance tarafından hazırlanan raporda, futbol, kriket ve tenis de dahil olmak üzere 13 farklı spor dalında başlıca kirleticilerle reklam ve sponsorluk anlaşmaları belirlendi. Petrol ve doğalgaz şirketlerinden havayollarına kadar yüksek karbonlu endüstrilerden 57 farklı sponsorluk alan futbolun en fazla anlaşmaya sahip olduğu ortaya çıktı.
Simms “Kirleticiler kendilerini çevreye karşı sorumluymuş gibi sunduklarında yeşil badana yaptıklarını biliyoruz. ‘Sporda badana’ ise kirletici endüstrilerin, spor ve sağlıklı aktivitelerin dostuymuş gibi görünerek, aslında sporcuların solumak zorunda olduğu havaya ölümcül kirlilik salmalarına ve sporun bağlı olduğu iklimi mahvetmelerine yardımcı oluyor” dedi.
Simms, spor sponsorları olarak tütün şirketlerinin yerini “büyük kirleticilerin” aldığını söyledi ve “Tütün sponsorluğu nasıl sona erdiyse, aynı nedenle bu sponsorluklar da durdurulmalı: İnsanların, sporun ve gezegenin sağlığı için” diye ekledi.
Çalışma, İngiliz sanat kurumlarının petrol ve doğalgaz devleriyle yaptığı sponsorluk anlaşmalarına karşı yüksek profilli bir kampanyayı takip ediyor. Şimdi birçoğu fosil yakıt şirketleriyle bağlarını kesti.
Simms, “Spor, çocuk yoksulluğundan ırkçılığa kadar hayati konularda farkındalık yaratmada ve hızla değişen görüş ve politikalarda hayati öneme sahip oldu. Artık aynısını iklim değişikliği için de yapacak şekilde değiştirilebilir” dedi.
Rapor, otomobil endüstrisinin, tüm spor dallarında 199 farklı anlaşmayla en aktif yüksek karbonlu sponsor olduğunu öne sürüyor. Havayolları 63 ile ikinci sırada yer alırken, onu daha önce iklim kampanyalarıyla eleştirilen Gazprom ve Ineos gibi petrol ve doğalgaz şirketleri takip ediyor.
Ineos, 2019’da Team Sky Cycling’in sponsorluğunu devralmaya hazırlanırken, kimya şirketinin bir sözcüsü, döngüsel bir ekonomiye doğru ilerlemeye kararlı olduğunu söylemişti.
Rapor, otomobil üreticisi Toyota’nın 31 anlaşmayla en büyük sponsor olduğunu; 29 ortaklıkla havayolu şirketi Emirates’in ise ikinci sırada yer aldığını ortaya koyuyor.
Toyota sözcüsü, tam raporu görmeden ayrıntılı yorum yapamayacağını belirterek, şirketin “25 yıldır düşük emisyonlu elektrikli araçlarda dünya lideri” olduğunu ve “büyük emisyon üreticileri arasında en düşük karbondioksit filosu ortalamalarıa sahip olanlar arasında yer aldığını” sözlerine ekledi.
Emirates ise, yorum taleplerine yanıt vermedi.
Kampanyacılar, rapordaki bulguların, birçok kulüp ve spor kuruluşunun iklim krizi konusunda harekete geçme taahhütlerine zarar verdiğini öne sürüyorlar.
Tokyo Olimpiyatları’ndaki GB kürek takımının bir üyesi olan Melissa Wilson, kampanyayı destekleyen sporculardan biri. “Sporcular olarak, dopingle mücadeleye öncelik vererek sporu ‘temiz’ tutmaya çok odaklanıyoruz. İklim acil durumu karşısında Dünya’yı kirletmeye devam etmek, doping almak veya kendi takımına gol atmakla eşdeğer. Spor, kirletici sponsorları aynı gemide tutarak, sıfır karbon yarışında üretken bir rol oynama fırsatını kaçırıyor. Spor ve sporcuların bunu değiştirme zamanı geldi” dedi.