Yeni bir araştırmaya göre, seragazı emisyonlarının artmaya devam etmesi, dünyanın en değerli doğal alanlarındaki endemik hayvan ve bitki türlerinin neslini tehlikeye sokacak.
Biological Conservation dergisinde yayımlanan yeni bir bilimsel araştırmaya göre, seragazı emisyonlarının artmaya devam etmesi, dünyanın en değerli doğal alanlarındaki endemik hayvan ve bitki türlerinin neslini tehlikeye atacak. Ancak, küresel ısınmayı 2°C’nin oldukça altında, tercihen 1,5°C ile sınırlandırmayı amaçlayan Paris Anlaşması’nın iklim hedefleriyle uyumlu şekilde hareket edilmesi, bu türlerin çoğunun hayatta kalmasına imkân tanıyor.
Dünyanın pek çok yerinden bilim insanın yer aldığı küresel ekip, karasal ve denizel ekosistemlerde çok yüksek sayıda hayvan ve bitki türüne ev sahipliği yapan, yaklaşık 300 biyolojik çeşitlilik sıcak noktasını inceledi. Bu sıcak noktaların birçoğu, ada ya da ülke gibi tek bir coğrafi konuma özgü “endemik” türlere ev sahipliği yapıyor.
Çalışma, gezegenin 3°C’nin üzerinde ısınması durumunda, karasal endemik türlerin üçte birinin, denizel endemik türlerin ise yaklaşık yarısının yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ortaya koyuyor. Dağlık bölgelerdeki endemik hayvan ve bitkilerin %84’ünün soyu bu sıcaklıkta tükenirken, ada ekosistemlerinde bu oran %100’e yükseliyor. Genel olarak bakıldığında gezegenin 3°C ısınması, karasal endemik türlerin %92’si ve denizel endemik türlerin %95’ini olumsuz sonuçlara maruz bırakıyor. Günümüzde uygulanan politikalar, gezegenin yaklaşık 3°C ısınmasına sebep olacak şekilde ilerliyor.
Endemik türler, dünyanın en karizmatik hayvan ve bitkilerinden bazılarını içeriyor. İklim değişikliği tehdidi altındaki endemik türler arasında Madagaskar’a özgü lemur türlerinin tamamı; Güney Afrika’nın ulusal simgesi olan mavi turna ve Himalayalar’ın en etkileyici hayvanlarından biri olan kar leoparı yer alıyor.
Çalışma, endemik türlerin kontrolsüz sıcaklık artışlarıyla yok olma olasılığının, yaygın türlere göre 2,7 kat daha fazla olduğunu ortaya koyuyor. Bu değişikliğin nedeni olarak, endemik türlerin yaşam alanlarının yalnızca bir coğrafyayla sınırlı olması gösteriyor. İklim değişikliğinin bu türlerin yaşadıkları habitatı değiştirmesi sonucunda bu türlerin gezegenden silinmeleri söz konusu. Seragazı emisyonlarının artmaya devam etmesi durumunda, Karayip adaları, Madagaskar ve Sri Lanka gibi yerlerde bulunan endemik bitkilerinin büyük bölümünün, 2050 yılına kadar yok olması olası görünüyor. Bu tropik bölgeler hali hazırda kırılganlık gösteriyor ve tropik bölgelerdeki endemik türlerin %60’ı, tek başına iklim değişikliği nedeniyle yok olma tehdidi altında bulunuyor.
Araştırmanın baş yazarı ve Rio de Janeiro Federal Üniversitesi’nde (Federal University of Rio de Janeiro) araştırmacı Stella Manes, “İklim değişikliği, dünyanın başka hiçbir yerinde yaşayamayan türlere ev sahipliği yapan alanları tehdit ediyor. Paris Anlaşması’nın hedeflerini tutturamazsak, bu tür türlerin nesillerinin tükenme riski 10 kattan fazla artıyor. Biyolojik çeşitlilik, ilk bakışta görüldüğünden çok daha fazla değere sahip. Türlerin çeşitliliği korundukça, gezegenin sağlığı iyiye gidiyor. Biyolojik çeşitlilik aynı zamanda iklim değişikliği gibi tehditlere karşı da koruma sağlıyor. Sağlıklı bir gezegen, insanlara su, gıda, malzeme sağlamanın yanı sıra insanları afetlerden koruyor, eğlence, kültürel ve manevi katkılar sunuyor” dedi.
Nord Üniversitesi ve Auckland Üniversitesi’nden deniz ekosistemleri uzmanı ve çalışmanın yazarlarından Mark Costello ise “Bu çalışma, coğrafi açıdan nadir türlerin, özellikle ada ve dağ ekosistemlerinde yaşayan türlerin, iklim değişikliği nedeniyle hali hazırda neslinin tükenme tehdidi altında olduğunu ortaya koyuyor. Doğası gereği, bu türlerin daha elverişli ortamlara kolayca taşınması mümkün değil. Analizler, bugün harekete geçmediğimiz durumda türlerin %20’sinin nesli, önümüzdeki on yıllar içerisinde iklim değişikliği nedeniyle tükenme tehdidi altında bulunuyor” diye konuştu.
Ancak henüz her şeyi kaybedilmedi. Hükümetlerin emisyonlarını Paris Anlaşması’nda belirlenen hedeflerle uyumlu şekilde azaltmaları durumunda birçok endemik tür yaşamını sürdürebilecek. Küresel ısınmanın1,5ºC ile sınırlandırılabildiği durumda, endemik karasal türlerin yalnızca %2’si, endemik denizel türlerin de %2’si yok olma tehdidiyle karşı karşıya. Küresel ısınmanın 2ºC’ye yükselmesi durumunda ise bu türlerin yok olma riskiyle karşı karşıya kalan kısmı %4’e yükseliyor. Bu yıl sonunda Glasgow’da gerçekleştirilecek iklim değişikliği zirvesi öncesinde dünya liderlerinin vereceği güçlü taahhütler, dünyayı Paris Anlaşması’nda belirlenen hedefler doğrultusunda ilerlemeye yöneltebilir. Böylece, dünyanın en büyük doğal hazinelerinden bazılarının nesillerinin yok olması önlenebilir.