İnsanlardaki hastalıkları ve bunların coğrafi dağılımını daha iyi anlamak için insan popülasyonlarının genetik çeşitliliğini tanımlamak gerekiyor.
Fakat şimdiye kadar yapılan genetik çalışmaların büyük çoğunluğunda, küresel nüfusun sadece %16’sını temsil eden Avrupa soylu popülasyonlara odaklanılmış.
Pasteur Enstitüsü, Fransa Üniversitesi ve Fransa Bilimsel Araştırma Enstitüsü’nde çalışan bilim insanları, Güney Pasifik’te yaşayan ve üzerinde yeterince çalışma yapılmayan insan popülasyonlarını incelemiş.
Bu insanlar, aralarında Zika virüsü, dang ateşi ve chikungunya ateşi gibi vektör aracılı enfeksiyonlar ile obezlik ve diyabet gibi metabolik rahatsızlıkların bulunduğu çeşitli hastalıklardan ciddi şekilde etkileniyor.
320 bireyin genomunu dizileyen araştırmacılar, insan popülasyonlarının biyolojik olarak Pasifik adalarındaki ortamlara nasıl uyum sağladığını ve bu durumun, mevcut sağlık koşullarını nasıl etkilediğini incelemiş.
Çalışma ayrıca, insanların bu bölgedeki yerleşim tarihinde şimdiye kadar bilinmeyen yönleri ortaya çıkarıyor. Araştırma dün Nature bülteninde yayımlandı.
Pasteur Enstitüsü İnsan Evrimsel Genetik Birimi’nde çalışan bilim insanı Etienne Patin şöyle aktarıyor: “Elde ettiğimiz sonuçlar, insanların erken bir dönemden itibaren denizleri aşıp yeni diyarlara ulaşabildiklerini doğruluyor.
Fakat söz konusu yolculukların, tarihin bu uzak döneminde nispeten seyrek olduğunu da akla getiriyor.”
Araştırmacılar, üzerinde çalışılan yirmi popülasyonda Neandertal mirasının çok benzer olduğunu (yaklaşık %2,5); Denisova mirasının ise büyük oranda değişiklik gösterdiğini (Tayvan ve Filipinler’de neredeyse %0’dan, Papua Yeni Gine ve Vanuatu’da %3,2’ye kadar) bulmuş.