Yakılan fosil yakıtlar, küresel sera gazı salınımlarının çoğunluğundan sorumlu. Birkaç ülke ise Dünya adına kendi kullanımlarını (ve dolayısıyla ısı hapseden bu gazları) azaltmaya çalışıyor.
Amaç, küresel sıcaklıkların sanayi öncesi seviyelerin 1.5° ila 2°C üstüne çıkmasını engellemek; bunlar, Paris İklim Anlaşması’ndaki üst sınırlar.
Eğer fosil yakıt yakmayı şu dakika bıraksaydık, küresel ısınmanın ilerlemesini engelleyebilir miydik?
Santa Barbara California Üniversitesi’nde (UCSB) çalışan profesör David Tilman’a göre petrol enerji kaynakları, büyük resmin sadece bir bölümünü meydana getiriyor.
Tilman ve meslektaşları, geçen ay Science bülteninde yayımlanan bir makalede; fosil yakıtlar olmasa dahi biriken sera gazı yayılımlarının, küresel sıcaklıkların iklim değişimi hedeflerini sadece birkaç on yıl içerisinde aşmasına sebep olacağını tahmin ediyor.
Peki bu durumun kaynağı ne? Gıda sistemimiz
UCSB Çevre Bilimi ve Yönetimi Fakültesi’nde ve Minnesota Üniversitesi’nde çalışan Tilman şöyle söylüyor:
“Küresel gıda talebi ve onunla ilişkili sera gazları, dünyayı bir buçuk derece hedefinin ötesine götürmeye doğru gidiyor ve iki derece sınırının altında kalmayı zorlaştırıyor.”
Dünya’nın artan nüfusu ve bunun yanısıra beslenme biçimi, büyük ve giderek artan miktarlarda karbondioksit, metan ile diğer sera gazlarını üretip atmosfere yayan gıda üretim uygulamalarına yön veriyor.
Makaleye göre tarım kaynaklı yayılımlar kontrol edilmediği taktirde, 2050 yılında 1.5°C’lik sınırı tek başına aşabilir.
Tilman, fosil yakıtları kullanmayı bırakmadığımız düşünüldüğünde, bulguların özellikle endişe verici olduğunu söylüyor.
Üstelik küresel sıcaklıklarda 1880’lerden bu yana gerçekleşen 1°C’lik ilave artışla birlikte; küresel ısınma deniz seviyelerinde, okyanusların asitlenmesinde, biyolojik çeşitlilik kaybında ve bildiğimiz şekliyle yaşamı değiştirecek diğer etmenlerde geniş çaplı artışlar meydana getirmeden önce az zamanımız kaldı.