Tepeden Tırnağa Su
Vücudumuzun ihtiyacı olan oksijeni bir tek havadan almayız. Hücrelerimiz tıpkı bir elektroliz reaksiyonunda olduğu gibi suyun moleküler yapısında bulunan oksijeni de kullanarak oksijen ihtiyacını karşılar. Suların sertliği üzerine pek çok spekülasyon var.
Değerli okuyucu, suyun sertlik derecesinin insan sağlığı üzerinde herhangi bir olumsuz etkisi yoktur. Aksine, yumuşak suların insan sağlığı üzerinde olumsuz etkisi vardır. Azor adalarında ve İskandinav ülkelerinde kalp-damar rahatsızlıkları yüksektir. Bunun nedeni içme sularının yumuşak olması olarak açıklanmaktadır. Suyun yumuşak olması demek, içerdiği tuzların miktar olarak az bulunması demektir.
Yumuşak su içilmesi demek, vücuttan tuz emilmesi demektir. Yumuşak suda potasyum miktarı da düşük olduğundan dolayı, yumuşak su içildiğinde vücudumuzdan potasyum uzaklaştırılır. Kalp kaslarında çok önemli görevi bulunan potasyum, azaldığı taktirde, kalpte ritim bozukluğuna sebep olabilmektedir. Kabızlık şikâyetine karşı her öğünde sofradan kalkmadan önce en son olarak iki bardak su içme alışkanlığını edinmek, kabızlığın çözümünde önemli bir destekleyicidir. Vücudumuzun önemli bir yüzdesi su içermektedir. Bu yüzde oranı yağ dokusuna bağlıdır.
Vücut ne kadar yağlı ise su da o oranda daha az olacaktır. Kısaca, şişman bir insan fazla yağ içerdiğinden, zayıf bir insana göre vücudunda daha az su bulunur. Bazı kişiler susuzluklarını daha sağlıklıdır düşüncesiyle bitkisel çay veya taze sıkılmış meyve sularıyla gidermeye çalışır. Bu yanlış bir uygulamadır.
Vücudunuzu meyve suyu ile yıkayabilir misiniz? Öyleyse susadığınızda da susuzluğunuzu sadece ve sadece su ile gideriniz. Saç ve tırnak sağlığı için Tırnak sağlığı büyük oranda yeterli su alıp almadığımıza bağlıdır. Saçlara canlılık ve parlaklık veren yine vücudumuzun ihtiyacı olan suyu dengeli olarak alıp almadığımıza bağlıdır. Günlük ihtiyacımız olan suyu tüketmediğimiz taktirde saçların parlaklığı veya canlı görüntüsü kalıcı değildir. İdrarınızın rengi koyulaşmış ise biliniz ki vücudunuz susuz kalıyor ve böbreğiniz zorlanıyor demektir. Rengi açılana kadar gün içerisinde su içiniz. Eğer bir iki gün içerisinde rengi hâlâ açılmıyorsa mutlaka hekiminize danışınız.
Selülit oluşumuna karşı selülit oluşumunu hızlandıran birinci sıradaki etken, az su tüketilmesidir. Normalden ne kadar az su içilirse, selülit oluşumu da o kadar hızlı olur. Böbreğin sağlıklı çalışması, yeterli miktarda su tüketmemize bağlıdır. Bazı insanlar günde yedi-sekiz bardak çay veya kahve içtiklerinden vücutlarına bu yolla yeterli su aldıklarını sanırlar. Gerek kahve ve gerekse de çay, diüretik özelliği olan etkin maddeler içerdiklerinden, idrar yoluyla vücudumuzdan fazla su atılmasına neden olurlar. Bu nedenle, fazla çay veya kahve içenlerin ayrıca su içmeleri gereklidir.
Toksinlerin atılabilmesi için vücudumuzdan toksinlerin atılabilmesi, gün içerisinde yeterli ölçüde su tüketmemize bağlıdır. Organlarımızın sağlığı için gün boyu vücudumuzun ihtiyacı olan en az bir buçuk litre suyu tüketmemiz gerekir.
Yeterli derecede su içilmesi kanın rahat akışını sağlar. Kanın rahat akması demek, kalbimizin de rahat çalışması demektir. Yeterli ölçüde suyun vücuda alınması kalbin yükünü hafifletir. Bu sayede kandaki oksijen daha hızlı bir şekilde tüm vücuda dağılır. Oksijen dağılımı ne kadar başarılı ise organlar da o kadar sağlıklı çalışır.