Almanya üst mahkemesi, 2030 sonrasındaki emisyon kesintilerinin yetersiz olduğunu ve gençlerin geleceğini tehlikeye attığı kararına vardı.
Almanya’nın, 2050 itibarıyla karbon emisyonlarını nasıl sıfıra indireceğini belirlemek için iklim yasasını önümüzdeki yılın sonuna kadar güncellemesi gerekiyor. Almanya üst mahkemesi perşembe günü, yükselen deniz seviyesinin aile çiftliğini yok edeceğini söyleyen genç bir kadının yanında yer aldı.
Mahkeme, 2019’da kabul edilen bir yasanın, 2030’un ötesindeki kesintiler için yeterli hüküm koymadığı ve Başbakan Angela Merkel’in görevdeki son döneminin imzasını taşıyan başarısına gölge düşürdüğü sonucuna vardı.
Mahkeme, “İtiraz edilen hükümler, bazıları hâlâ çok genç olan şikayetçilerin özgürlüklerini ihlal ediyor” açıklamasında bulunurken, Bakanlar, Ekonomi Bakanı Peter Altmaier’in gelecek hafta harekete geçmesiyle birlikte gerekli yasayı yakında hazırlayacaklarını söylediler.
Davacılar arasında, Kuzey Denizi’ndeki Pellworm adasında çiftçi bir ailenin kızı olan 22 yaşındaki Sophie Backsen yer alıyor. Backsen, yükselen deniz seviyesinin alçakta konumlanan adasını yutarak kendisine miras kalmayacağından korkuyor.
Bir basın toplantısında “Mahkemenin kararından çok memnunuz. Etkili iklim korumasının şimdi uygulanması gerekiyor, 10 yıl sonra, çok geç olacağı zaman değil” dedi.
Karar, Greenpeace ve İsveçli aktivist Greta Thunberg’den ilham alan Fridays for Future hareketi dahil çevre grupları tarafından desteklendi.
Altmaier bir tweet’te “Mahkeme büyük ve önemli bir karar verdi. İklimin korunması ve gençlerin hakları için çığır açarken ekonomi için kesinlik sağlıyor” dedi.
Davacıların avukatı Roda Verheyen, kararın hükümete güçlü yükümlülükler verdiğini söyledi ve “Mahkeme, bu hakların bugün zaten ihlal edildiğini söyleyerek gelecek nesillerin sivil özgürlüklerine odaklanıyor. Bu temel haklar konusunda çok net bir karar” dedi.
Karar, çevreci Yeşillerin hükümete katılmasına neden olabilecek Eylül ayındaki seçimlerden önce siyasi yankı uyandırabilir.
2019’da Hollanda yüksek mahkemesi de, düşük rakımlardaki ülkenin vatandaşlarını “yaşamlarına ve refahlarına” yönelik tehditlerden korumak için çok az şey yaptığını söyleyerek hükümetine daha sert iklim değişikliği düzenlemesi getirmişti