Su, tüm büyük ve korkunç güzelliğiyle görülen ana kahramandır. Buz dağları sanki kendi hayatları varmış gibi hareket eder ve parçalanır. Kossakovsky’nin filmi, tüm görkemli formlarıyla bu akışkan yaşam gücünün bir portresini çizmek için, Rusya’nın Baykal Gölü ve Miami Kasırgası‘nın sancılı donmuş sularından Venezuela’nın güçlü Melek Şelalelerine kadar dünyayı dolaşıyor. Kırılgan insanlar, suyun gücü karşısında yaşamı ve ölümü, neşeyi ve çaresizliği yaşıyor.
“Aquarela‘da, suyla ilişki kurarken deneyimlenebilecek her duyguyu kaydetmeye çalıştım; güzel hisler kadar coşku ve ilhamın, yok oluş ve yıkımın insanda uyandırdığı sarsıcı hisleri de…”
Saniyede 96 kare çekilerek çarpıcı görüntülerle suyun en güzel şekilde ele alındığı bu suyla ilgili belgesel filmin fragmanına aşağıdan ulaşabilirsiniz.