Asya Kalkınma Bankası Kömür Finansmanından Çıkıyor
Asya Kalkınma Bankası, geçtiğimiz Cuma günü yayımlanan bir taslak enerji politikası uyarınca, kömür madenciliği ve elektrik santralları için tüm finansmanı sona erdirecek ve petrol ve gaz üretimine desteği yasaklayacak.
Asya Kalkınma Bankası (Asian Development Bank-ADB), 2009 yılında enerji politikasını son güncellemesinden bu yana “enerji ortamında köklü değişiklikler” olduğunu ve belgenin “artık iklim değişikliği konusundaki küresel mutabakatla yeterince uyumlu olmadığını” söyledi.
Filipinler merkezli banka, Asya genelinde kömür çıkışını destekleyerek “yerel topluluklar ve paydaşlarla işbirliği içinde yeni istihdam yaratmayı destekleyeceğini” söyledi.
Taslak politika, Asya’nın büyük ekonomilerinde kömürden uzaklaşma dizisinin sonuncusu. Geçtiğimiz ay Çin, kömüre bağımlılığını kademeli olarak azaltmadan önce 2025 itibarıyla kömür tüketimini zirveye çıkarmayı taahhüt etti. Güney Kore, kömürle çalışan elektrik santralları için denizaşırı finansmana son verme sözü verdi. Japonya, inşaat öncesi boru hattındaki son kömür santralını iptal etti.
Metan gazı iletim ve dağıtım altyapısına destek vermeye devam edecek olan belgenin son halinin Ekim ayında bankanın yönetim kurulunun onayına sunulması bekleniyor.
Asya Halklarının Borç ve Kalkınma Hareketi (APMDD) koordinatörü Lidy Nacpil, “ADB’nin kömür projeleri de dahil olmak üzere kirli enerjiye fon sağlamasına onlarca yıldır direnen topluluklar ve hareketler için büyük bir zafer” dedi.
ADB, Pakistan’ın Jamshoro santralının ağır sıvı yakıt yerine kömürle çalışacak şekilde dönüştürülmesini desteklediği 2013 yılından bu yana, bir kömür santralı finanse etmediğini açıkladı.
Ancak taslak politika kapsamında banka, mevcut kömür santrallarının çevresel etkilerini azaltmak veya devreden çıkarmadan tüm kömür finansmanından resmi olarak çıkacak. Mevcut kömür tesislerinin ömrünü uzatacak herhangi bir projeyi desteklemeyeceğini de taahhüt etti.
Enerji Ekonomisi ve Finansmanı Analizi Enstitüsü’nün (IEEFA) enerji finansmanı çalışmaları direktörü Tim Buckley, politikanın Asya’daki enerji geçişini hızlandırmaya yönelik “olağanüstü bir ivmeyi” takip eden “doğru yönde atılmış bir adım” olduğunu söyledi.
Buckley, temiz enerjiye doğru hızlı geçişlerin Vietnam gibi ülkelerde bir yıl önce bile öngörülemeyen bir hızla gerçekleştiğini söyledi. 2020’de kurulu güneş enerjili çatı kapasitesi, ulusal güç sistemine bağlı 9,3 GW’lık en yüksek güneş enerjisi kapasitesi ile bir önceki yıla kıyasla Vietnam’da 25 kat arttı. Buna karşılık, 2020’de şebekeye sadece 1,2 GW’lık kömür gücü eklendi.
Bölgenin dört bir yanında, kredi verenler kömür finansmanına sırtlarını dönüyorlar.
Avustralya yatırım bankası Macquarie yaptığı açıklamada, finansman faaliyetlerini 2050 itibarıyla net sıfır emisyonu karşılamaya uygun hale getirme politikası kapsamında kömür projelerinin finansmanını 2024 itibarıyla sona erdirebileceklerini söyledi. Malezya Maybank da yeni kömür faaliyetlerini artık finanse etmeyeceğini doğruladı.
Taslak politika, resmi olarak kabul edilirse, yine de ADB’nin doğalgazla çalışan elektrik santrallarını, sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) terminallerini ve depolama tesislerini belirli kriterler altında desteklemesine izin verecek. Bunlar, metan gazının dizel veya kömür enerjisinin yerini aldığı veya elektriksiz yaşayan topluluklara enerji sağlandığı durumları içeriyor.
ADB, büyük Asya ekonomilerinin kömürden uzaklaşırken enerji geçiş stratejilerine metan gazını dahil etmelerini beklediğini söyledi. 2019’da Japonya, denizaşırı LNG altyapısına 10 milyar dolarlık yatırım sözü verdi.
Buckley için, ADB’nin metan gazını kısıtlama politikası yeterince ileri gitmiyor. Buckley, Vietnam gibi ülkelerde, büyük ölçüde metan sızıntıları nedeniyle metan gazının kömürden daha yüksek bir seragazı emisyonu kaynağı haline geldiğini söyledi. Metan gazı, ısınma potansiyeli karbondioksitinkinden 80 kat daha fazla olan bir seragazı.
Yeni yayımlanan bir BM raporu da, küresel iklim hedeflerine ulaşmak için bu 10 yılda küresel metan emisyonlarının % 45 oranında azaltılması gerektiğini ortaya koydu. Çalışma, metan gazı altyapısının genişlemesinin, küresel sıcaklık artışının 1.5C’ye sınırlandırılmasıyla uyumsuz olduğu konusunda uyarıyor.
Bu bağlamda, düşünce kuruluşu E3G’de kamu bankalarının program lideri Julian Havers, ADB’nin metan gazını “bir geçiş yakıtı” olarak görmemesi gerektiğini söyledi. Kampanyacılar halihazırda ADB’ye metan gazından uzaklaşması için baskı yapıyorlar.
Nacpil, “Kampanyamız bitmedi. ADB aynı zamanda gaz ve petrol projelerine fon sağlamayı da durdurmalı. Sadece kömürün değil, tüm fosil yakıt türlerinin genişletilmesine yönelik destek sona ermeli” dedi.