Bak Suda Buda Varmış Dedirtti
Üroloji uzmanı Doç. Dr. Haluk Kulaksızoğlu, suyun bilinmeyen faydalarından bahsetti. işte Kulaksızoğlu’dan yedi sual ile suyun bilinmeyen faydaları…
1- Suyun böbreklerde taşı engellediğini biliyor muydunuz?
bedenin yabancı ve zararlı maddelerden uzaklaştırılmasında en ciddi organ böbreklerimizdir. Böbreklerimiz kanı süzerek atıkları ayrıştırır ve bunları su ile karıştırarak idrarı yapar. idrar ile vücudumuz istenmeyen maddelerden arınır. Yeteri kadar sıvı alınmadığında bu işlem zorlaşmasına bağlı böbrek hastalıkları artar. Bunun yanı dizi içinden yeteri kadar su geçmeyen borularda nasıl kireçlenme olursa böbreğin boru sistemi içinde de kireç bu gibi özellikle kalsiyum yoğunluklu mineraller birikerek taş oluşumuna neden olur.
2- Vücudumuzun idrarda çıkan miktardan çok daha fazla suya ihtiyacı olduğunu biliyor muydunuz?
Su içme alışkanlıklarla olan bir durumdur. Suyu vücudumuzun gerçekte en ciddi gıdası şekilde kabul etmemiz gerekir.. Vücudumuzun yaklaşık `-65 i sudan oluşur. Bu hal vücuttaki bütün hücreler için geçerlidir. bireyler suyun alındığı kadar çıkarıldığını düşünse de aslında idrarda çıkan miktardan çok fazla daha fazlasına ihtiyacımız vardır. Buna tıp dilinde “bilincinde olunmayan sıvı kaybı” adını vermekteyiz. nefes alıp verirken, terleme ile büyük abdest ile biz bilincinde yapılmaksızın yaklaşık günlük şekilde 1,5 litre civarında sıvı kaybederiz. idrar ile atılan miktarı da eklediğimizde neden biz doktorların en az günlük 2 litre su tüketilmesi gerektiğini söylediğimiz anlaşılabilmektedir. Bu durum bilhassa yaz aylarında artmaktadır.
3- Susuzluk sonucunda bayılma, halsizlik, bulantı, huzursuzluk olacağını biliyor muydunuz?
önceden de anlattığımız bu gibi bütün dokuların suya ihtiyaçları bulunmaktadır. Susuz kalındığında Yetersiz sıvı alımı sıvı elektrolit dengesizlikleri, bayılma hissi, halsizlik, deri esnekliğinde azalış, mide bulantısı, baş dönmesi, huzursuzluk özellikle yaşlılarda şuur bulanıklığı, sinirlilik gibi türlü şikayetleri ortaya çıkarabilmektedir. Bunlar sırf şikayet derecesinde kalmayıp çok fazla daha mühim hastalık tabloları da oluşabilmektedir. Bunların arasında bilhassa zaten böbrek taşı hikayesi olanlarda daha yoğun olmak üzere böbrek taşı oluşumu ve bunun verdiği sancılar, kanının yoğunlaşmasına bağlı olarak beyinde tıkanıklıklar ve inmeler, tansiyon yükselmeleri, eğer kişiler kan sulandırıcı, epilepsi ilaçları gibi ilaçlar kullanıyorlarsa bunların doz oynamalarına bağlı taraf etkiler sayılabilmektedir.
4- özellikle hanımlarda yetersiz sıvı alınımı önemli idrar alternatifleri enfeksiyonlarına yakalandığını biliyor muydunuz?
Vücudumuzda herkezin belirli oranlarda mikroplar bulunmaktadır. Biz idrar kanalından bol sıvı geçirdiğimizde ( yani bol idrar yaptığımızda) bu mikroplar oraya yerleşememektedir. halbuki az sıvı alındığında az idrar yapımı olabilmekte ve mikropların da içeri girip hastalık yaratmaları için ortam oluşmaktadır. Bu nedenle orucu direk etkisi değil ama oruç tutanların yeterince sıvı almamaları yine idrar yöntemleri enfeksiyonları açısından risk oluşturabilmektedir.
5- içtiğiniz suya koyacağınız bir limon suyunun gene hem idrar yöntemleri problemlerinden hem de böbrek taşı oluşumundan sizi koruyacağını biliyor muydunuz?
Limon suyu yüksek oranda c-vitamini içerir. C-vitamini kimyasal ismi ile sitrik asit böbrek yolu ile atılır ve atılırken idrarın asit dengesini ayarlar. Bu şekilde mikropların üremesini engellediği gibi böbrek taşlarının ana kaynağı olan kalsiyumun da çökmesini azalttığından çözünür halde tutarak böbrek taşları için de koruyucu etki gösterebilmektedir.
6- Taş hikayesi olanların maden suyu tüketiminde dikkatli olması gerektiğini biliyor muydunuz?
Bunun dışında gazlı içeceklerin gazlı olmasını veren karbonik asit vücutta yine taş oluşumu için risk faktörü olabilir. Bu nedenle mümkünse sıvı ihtiyacının kola, gazoz gibi içeceklerle karşılanmamasını önermekteyiz.
7- günlük çay tüketiminin vücuda alınan sıvı miktarının sini geçmemesi gerektiğini biliyor muydunuz?
Her ne kadar hem kahve hem de çayda böbreğin idrar yapımını arttıran maddeler bulunsa da kalsiyum emilimini etkilediklerinden taş oluşumuna neden olabilmektedirler. Meyva suları eğer tabii ise tercih edilmektedir. Ayran eskiden taş hikayesi mevcut ise süt ürünü olduğundan önerilmeyen bir içecek ise de yapılan araştırmalar dışarıdan alınan süt ve süt ürünlerinin çok aşırı çok olmadıkça böbrek taşı yapımına etkilerinin olmadığı gösterilmiştir.