Ay’ın yüzeyinde su olduğuna hiç şüphe yok. Yörüngeler, kutup kraterlerinin sürekli gölgelerinde kalan buz birikintilerini gördü ve son araştırmalar, suyun Ay’ın güneşli kısımlarında da manyetosfer sayesinde var olduğunu gösteriyor.
Yıllar boyunca bilim adamları, Ay’ın suyunun kuyrukluyıldızlardan, asteroitlerden, Ay’ın içinden ve hatta Güneş’ten geldiğine dair kanıtlar sundular.
Ancak şimdi yeni araştırma, Ay’ın sularının bir kısmının kaynağı olarak parmağı doğrudan Dünya’ya işaret ediyor.
Araştırma, Dünya’daki parçacıkların Ay’ı suyla tohumlayabileceğini gösteriyor.
Ay’da su olması şaşırtıcı değil. Gökbilimciler, çoğu buz olmasına rağmen, uzayda her türlü yerde su tespit ettiler. Bu su için geçerli olan teori, gezegenlere ve uydulara, oluştukları anda, belki de asteroitler veya kuyruklu yıldızlar tarafından taşınarak ulaşmasıdır.
Güneş rüzgârının Ay’ın yüzey sularının bir kısmından sorumlu olması muhtemeldir. Ay regolitinde silikatlar bulunur ve güneş rüzgarındaki protonlar bu silikatlardan oksijeni azaltabilir. Bu oksijen daha sonra hidrojenle kolayca birleşerek su oluşturur.
Güneş’in Ay yüzey suyunun tek kaynağı olmasının sorunu buharlaşmadır. Bilgisayar modelleri, dolunay sırasında ay yüzeyinin yüksek enlem bölgelerinden %50’ye varan oranda büyük bir kısmının buharlaşması gerektiğini tahmin ediyor. Her döngüde üç ila beş gün boyunca Ay, Dünya’nın manyetosferindedir, yani Dünya’nın manyetosferi, güneş rüzgarının Ay’a ulaşmasını ve bu dönemde yüzey suyunu yenilemesini engellediğinden su yüzeyden kaybolmalıdır.
Ama olan bu değil. Bunun yerine, Hindistan’ın Chandrayaan-1 uydusunun Ay Mineraloji Haritalayıcısından alınan verilere göre, su dolunay sırasında kaybolmuyor. Çalışmanın yazarları, bir “Dünya rüzgarının” onu yenilediğini söylüyor.
Rüzgarlar
Güneş rüzgarı ve Dünya rüzgarı farklıdır. Güneş rüzgarı, esas olarak Güneş’in üst atmosferinden salınan proton ve elektronlardan oluşan plazmadır. Ancak Dünya rüzgarı, THEMIS-ARTEMIS misyonu tarafından ölçüldüğü üzere manyetosferden bir iyon akışıdır.
Japonya’nın Kaguya görevi , Eath’in toprağa gömülü ekzosferinden hidrojen iyonları tespit etti. Ayrıca, Dünya’nın ozon tabakasından gelen ve ay yüzeyine gömülü hale gelen yüksek konsantrasyonlarda oksijen izotopları tespit etti. Bu, Dünya’dan Ay’a bir “su köprüsü” fikrine işaret ediyor. Bu köprü, Ay’ın Dünya’nın manyetosferinde olduğu ayın günlerinde aktiftir ve buharlaşma nedeniyle kaybedilen suyu yeniler.
Yazarlar, ay suyu için güneş rüzgarı açıklamasıyla birlikte var olan bir mekanizma önerdiler. Ancak henüz onaylanmadı. Gelecekteki çalışmalar, Dünya ile Ay arasında bir su köprüsü olduğuna dair daha fazla kanıt sağlayacaktır. Çin’in Chang’e 5 görevi Aralık ayında ay örneklerini Dünya’ya geri gönderdi. Bu örnekler su köprüsü fikrine kanıt sağlayacak.
Doğru olduğu ortaya çıkarsa, gökbilimciler derhal benzer bir mekanizmanın başka bir yerde, belki de burada kendi Güneş Sistemimizde mi çalıştığını merak etmeye başlayacaklar.
Bu çalışma aynı zamanda gezegenler, uyduları ve yıldızları arasındaki etkileşimler hakkında daha ne kadar öğrenmemiz gerektiğine işaret ediyor. Suyun bizim ve diğer güneş sistemlerimizdeki evrimi bu etkileşimlere bağlı olabilir. Bu araştırma çabası, uzaktaki dış gezegenlerin potansiyel yaşanabilirliğini anlamamıza da yardımcı olabilir.