Geçtiğimiz günlerde açıklanan bir araştırma sonucuna göre dünyada su talebinin önümüzdeki bir kaç 10 yıl içinde katlanarak artacak, en az 33 ülke 2040 yılına kadar aşırı su stresi ile yüzleşecek.
Senaryoya göre özellikle istikrarsız ve farklı çatışmaların yaşandığı bölgeler tehdit altında.ADVERTISING
İklim modellerinin kullanıldığı ve sosyoekonomik senaryoların baz alındığı çalışmada Dünya Kaynakları Enstitüsü’nden araştırmacılar 167 ülkede tahmini su tüketimi yeryüzü su kaynaklarını ölçtüler.
Orta Doğu’da dokuz ülke, 25 yıl içinde yüksek düzeyde su stresi yaşayacak. Bu ülkeler, Bahreyn, Kuveyt, Filistin, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, İsrail, Suudi Arabistan, Umman ve Lübnan.
Gaza büyük oranda yeraltı suyu ve tuzdan arındırılmış deniz suyu kullanılıyor.
Fakat bazı ülkelerin su tüketimlerini azaltmak amacıyla tarım ürünleri kendileri üretmekten vazgeçmeleri gerekebilir.
Hükümetin, tahıl ihtiyacını 2016 yılına kadar tamamen ithalatla karşılayacağı Suudi Arabistan için bu durum söz konusu.
Gaza’da 2014 Kasım’ında yıkılmış binalar arasında insanlar su için bekliyorlar.
Artan nüfusa bir de su sıkıntısının eklenmesi bölge için daha fazla istikrarsızlık demek.
Su kaynakları sorunu, Filistin ve İsrail arasında uzun geçmişe dayanan çatışmaların da önemli unsurlarından biri ola geldi.
Uzmanlar kuraklık ve su kıtlığının Suriye’de 2011 yılında başlayan iç savaşın başlamasında da etkili olduğuna inanıyorlar.
Nitekim geçtiğimiz Mart ayında Uluslararası Kızılhaç Komitesi Ortadoğu’da su savaşları uyarısı yaptı.
“Şimdi çatışan tarafların su şebekelerine saldırmaktan, düşmanını zayıflatmak veya görüşme masasında elini kuvvetlendirmek için su kaynaklarını hedef alma taktiklerinden vazgeçmelerinin tam zamanı. Su herkes için akmalı.”
Dünya liderleri, su kaynakları problemini Kasım ayında Paris’te düzenlenecek Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda ele alacak. Uzmanlar temel sürdürülebilir su kaynaklarının önümüzdeki yıllar boyunca korunmasında uluslararası bir işbirliğinin gerekliliğine inanıyorlar.