Su Kıtlığına Yol Açan Sebepler ve İklim Değişikliği
Küresel ekosistemde yaşanan ve etki alanı en geniş meselelerden birisi olan su kıtlığının, çevre tahribatının birikimli bir sonucu olarak ortaya çıktığını söylemek mümkündür. Zira Endüstri Devrimine kadar geçen sürede yaşanan kuraklık genel itibariyle doğal sebeplerle meydana gelmiş, ancak artan sanayileşme ve küreselleşme olgularının olumsuz etkisiyle, insanlar da doğal sürece dâhil olarak su kaynakları üzerindeki baskının artmasına sebep olmuşlardır.
Küresel su sorununa yol açan temel sebepleri; iklim değişiklikleri, küresel ısınma ve kuraklık, dünya nüfusu ve kentleşme oranı ile sektörel su kullanımının ve su israfının artması, yüzey ve yeraltı sularının bilinçsiz kullanımı, su kaynaklarının tehlike oluşturacak kadar kirletilmesi ve hatalı uygulanan su yönetimi politikaları şeklinde özetlemek mümkündür.
İklim:
İklim değişikliği, karşılaştırılabilir zaman dilimlerinde gözlenen doğal iklim değişikliğine ek olarak, doğrudan veya dolaylı olarak küresel atmosferin bileşimini bozan insan faaliyetleri sonucunda, iklimde oluşan değişiklik olarak ifade edilmektedir (YEGM, t.y). İklim koşullarının değişmesiyle birlikte; doğal afetlerin artması, buzulların erimesi, deniz seviyelerindeki yükselme, su döngüsünde ve ekosistemde meydana gelen bozulmalar, toprakların aşırı tuzlanması gibi birçok sebep, tüm dünyaya yaşayacağı tehlikeye karşı uyarı niteliği taşımaktadır.
Bu sebeplerle iklim faaliyetleri ve doğal kaynakların yönetimi birçok ülkenin öncelikleri arasına girmiş ve iklim değişikliği sorunu bir çevre sorundan ziyade kalkınma sorunu olarak algılanmaya başlamıştır (ÖİK Raporu, 2014: 41). İklim değişikliğinin geçmişten gelen, halen etkisini sürdüren ve gelecekte olması beklenen birçok sonucu vardır. Dünyanın ortalama sıcaklığının artması ve yağış sistemindeki değişmeler, iklim değişikliğinin sonuçları bakımından oldukça önemlidir.
Dünyanın aldığı toplam yağış miktarının hafifçe artması gerekirken, iklim değişikliğinin iki yağış arasındaki süreyi ve yağış şiddetini artırması beklenmektedir. Yağışların şiddetinin artması, bir yandan sel olaylarının sayısını ve kuvvetini artırırken, diğer yandan toprağın suyu emmesine zaman tanımadığı için hem toprak neminin azalmasına, hem de yeraltı sularının yeterince beslenememesine neden olmaktadır.