Sucul Fareler, En Nadir Memelilerden Birinin Kuzenleri
Bir bilim insanı, 93 yıl önce bulduğu bir fareyi Etiyopya’daki bir akarsuda hapsetmiş.
Suya dirençli kürkü ve uzun, geniş ayaklarıyla bu fare; Afrika’daki bütün fare, sıçan ve gerbillerin arasında suda yaşamaya en çok uyum sağlamasıyla öne çıkıyormuş.
Şikago’daki Field Müzesi’nde sergilenen bu örnek, cinsinin şimdiye kadar toplanan tek örneği. Bilim insanları ise bu farenin neslinin artık tükenmiş olabileceğini düşünüyor.
Fakat Zoological Journal of the Linnean Society bülteninde yayımlanan yeni bir çalışmada araştırmacılar, bu yarı sucul farenin en yakın kuzenlerini onaylamışlar; bunlar arasında ilk defa görülen iki tür de bulunuyor.
Field Müzesi’nde araştırmacı, çalışmanın yazarlarından biri ve bu kemirgenler üzerinde 30 yılı aşkın süredir çalışan Julian Kerbis Peterhans,
“Bu iki fare grubu, yüz yıl boyunca birbiriyle karıştırılmıştı” diyor.
“Çok uzun süre gözden kaçmışlardı. Bunlar, dünyadaki en nadir hayvanlardan biri. Bu yüzden soy ağaçlarını nihayet çözmüş olmak, heyecan verici bir gelişme.”
Çalışmanın baş yazarı ve New York’taki Siena College üniversitesinde yardımcı biyoloji profesörü olan Tom Giarla şöyle söylüyor:
“Küçük memelilerin biyolojik çeşitliliği hakkında çok az şey biliniyor; özellikle de dünyanın tropik bölgelerinde yaşayanlar hakkında…
Bir sürü yeni aslan, kaplan ve ayı keşfetmiyoruz; fakat küçük memeli türlerinin keşfedilmesinde inanılmaz bir potansiyel bulunuyor çünkü onları bulmak çok zor.
Ayrıca bunlar bir nevi değeri bilinmeyen hayvanlar; fakat ekolojilerini öğrenmeye başladığınız zaman cidden çok güzeller.
Bunlar yarı sucul hayvanlar olduğundan, her gün gördüğünüz sıradan kemirgenlerden değiller.”
Nilopegamys ve Colomys olmak üzere, araştırmacıların odaklandığı iki ana fare tipi var.
Nilopegamys (“Nil’den gelen fare” anlamını taşıyor), 1927 yılında toplanan sadece tek bir örnekten bilinen cins. Colomys ile karşılaşmak ise biraz daha kolay fakat bulması yine de zor.
Nilopegamys sadece Etiyopya’da bulunmuş olsa da, Colomys Kongo Havzası boyunca ve Afrika kıtasının batı kısımlarına doğru çeşitli yerlerde bulunmuş.
Colomys ismi, kabaca “cambaz ayaklı fare” anlamına geliyor çünkü sığ akıntılara dalıp, evcikli böcek larvaları gibi suda yaşayan böcekleri avlanmasına olanak sağlayan ince uzun ayakları var.
Yeni saha çalışmaları ve müze koleksiyonlarından faydalanan araştırmacılar, Colomys üzerinde farelerin geniş menzili boyunca yapılan ilk değerlendirmeyi gerçekleştirmişler.
Hayvanların fiziksel özelliklerini karşılaştırıp, DNA’larını çözümlemişler.
Yapılan çözümlemeler, cins içerisinde iki yeni tür olduğunu ortaya çıkarmış.
Bu yeni türlere ise Kongolu bağımsızlık lideri Patrice Lumumba ile Liberya’nın Wologizi Dağları’ndan esinlenilerek, Colomys lumumbai ve Colomys wologizi isimleri verilmiş.
Yazarlar ayrıca bir alt türün, aslında kendine ait ayrı bir türü (Colomys eisentrauti) olduğunu bulmuş ve diğer türün (Colomys goslingi) dağılım alanında düzeltme yapmışlar.