Suda Doğum Nedir Yararlı mı Zararlı mı ?
Suda doğum, normal doğum için kullanılan hastanedeki doğum yatakları yerine, ılık su dolu bir küvette doğum yapma sürecidir. Suda doğum, her zaman baştan sona suda geçmek zorunda değildir: Bazı anne adayları, su dolu küvetin içinde doğumun sancılı sürecini geçirir; ancak doğum anında suyun içinden çıkarlar. Bazı anne adayları ise, tüm doğum sürecini suyun içerisinde geçirmeyi tercih edebilirler. Suda doğumun ardındaki düşünce, bebek dokuz ay boyunca amniyotik sıvı kesesinin içinde yaşadığından, doğumu benzer bir ortamda gerçekleştirme amacını güder. Bu amaç bebek için rahatlık ve güvenlik, anne içinse daha az stresli bir ortam sunar.
Doğumun Aşamaları
Suda doğum, doğum olayının aşamaları bakımından diğer doğum yöntemlerinden farklı değildir. Genel olarak doğum süreci, 3 ana aşamadan oluşur.
- İlk aşama rahim ağzının genişlemesi ile başlar. Bebek doğum kanalına doğru ilerler. Ortalama 8-12 saat sürer. Sancılar arasında 5 ile 30 dakika arası boşluklar olur, ancak zamanla şiddetlenir ve sıklaşır. Amniyotik sıvı kesesi bu aşamada yırtılır, yani su gelir.
- Bu aşamada bebek doğum kanalından geçmeye başlar. Rahim ağzı mümkün olan en geniş halini alır. Tuvalete gitmeye ihtiyaç duyduğunuzda hissettiğiniz basınca benzer ancak çok daha şiddetli bir his duyarsınız. Bu kasılmalar sırasında sizden ıkınmanız istenebilir. Bu aşama daha önce doğum yapıp yapmadığınıza, kaç kere doğum yaptığınıza ve bebeğin pozisyonu ve boyutuna göre değişebilir. Doğum, bu aşamada gerçekleşir.
- Bebek doğduktan 5-15 dakika sonra kasılmalar tekrar başlar, bu aşamada plasenta rahimden ayrılır ve vücut dışına çıkar. Plasenta çıktıktan sonra ciddi titremeler yaşanabilir, bu normal bir durumdur.
Faydalar ve Riskler
Ebeler, doğum merkezleri ve doğum uzmanları; doğum ve doğum stresinin azaltılmasının fetal komplikasyonları azaltacağına inanıyorlar. Tabii ki suda doğum; her zaman profesyonel bir sağlık kurum veya kuruluşlarında, steril ortamın sağlandığı ve uzman kişilerin özenli nezareti altında olmalıdır.
Bu konuda birçok akademik çalışma yapılmıştır. Sonrasında bu çalışmaların literatür taramasını yapan üst araştırmalar da gerçekleştirilmiştir. Örneğin Cochrane araştırmacılarının gerçekleştirdiği bir meta analizde, toplam 3243 kadını içeren 12 ayrı çalışma incelenmiştir. Bu çalışmalardan 8 tanesi, doğumun birinci aşaması ile ilgili, 2 tanesi birinci ve ikinci aşamalar ile ilgili, biri sadece ikinci aşama ile ilgiliydi. Sonuncusu ise birinci aşamada erken ve geç suya daldırmanın farkları üzerineydi.
Cochrane araştırmacıları, suda gerçekleşen doğumlarda, doğum sırasında ağrıyı azaltmak için başvurulan yöntemlere olan ihtiyacın azaldığını bulguladılar. Yine bu çalışmada, suda doğumun, doğumun ilk aşamasını 32 dakika kısalttığını buldular.
Suda Doğumun Anne İçin Olası Faydaları
- Ilık su; yatıştırıcı, konforlu ve rahatlatıcıdır. Bu ortam annenin daha az stresli olmasına olanak sağlar.
- Kaldırma kuvvetinin etkisi, annenin özgül vücut ağırlığını azaltarak serbest bir biçimde hareket etmesine yardımcı olur.
- Suda doğum, kaldırma gücünün etkisi ile daha etkili rahim kasılmalarına ve kan dolaşımına sebep olur. Daha iyi kan dolaşımı ise kasların daha fazla oksijen almasını sağlar. Daha fazla oksijen anne için ağrıyı azaltırken bebek için ise daha fazla oksijen demektir, ki bu komplikasyonları azaltır.
- Suda doğum, perinen bölgesinin (dış dudaklar ile anüs arasında yer alan vücut bölgesi) elastikliğini arttırır ve rahatlamasını sağlar, bu da yırtılmaları önlediği gibi bebeğin çıkmasına yardımcı olmak için kesikler açma uygulamasını yani epizyotomi uygulamasını gereksiz kılabilir, ve dolayısıyla dikiş gerekmeyebilir. Ancak bazı çalışmalarda, söz konusu bu durumun doğru olmayabileceği gösterilmiştir.Stres seviyesi azaldığından, bebeğin güven duygusu artar.
Suda Doğumun Anne ve Bebek İçin Olası Riskleri Nelerdir?
Yaklaşık son 30 yılda suda doğum fenomeni popülerlik kazansa da, konu hakkında yapılmış kapsamlı araştırma sayısı kısıtlı kaldı. Bu az sayıdaki çalışmalardan birinin yazarı olan Nicky Leap, uzun yıllar Avrupa’da yürüttüğü araştırmalar sonucu yazdığı kitapta, suda doğum ve normal doğumlar sırasında benzer ölüm oranları gözlendiğini önemle belirtiyor.
Royal Üniversitesi’nden doğum uzmanı ve jinekologların yayınladıkları ortak bir makalede, suda doğum sırasında annenin kan dolaşımına su girdiğinde, emboli riskinin normalden çok daha yüksek olabileceği gözlendi.
British Medical Journal dergisinde yayınlanan başka bir makalede, suda doğumun güvenliğinin %95 olduğu gösterilse de; olası bir su aspirasyonu riskinin varlığı, suda doğumun risklerinden biri olarak varlığını sürdürüyor.
Bebek, doğum kanalında stres yaşarsa veya kordon suyun içinde bükülmeye uğrarsa, bebeğin su soluma olasılığı artar ve su soluyarak boğulabilir. Bu nadir bir durumdur, çünkü bebekler hava ile temas edene kadar normal nefes alamazlar. Kendi başlarına nefes almaya başlayana veya kordon kesilene kadar göbek kordonu ile oksijen alırlar. Buradaki potansiyel risklerden biri de bebeğin su yüzeyine çıkarken kordonun kendiliğinden kopmasıdır. Bu risk de, bebeğin annenin göğsüne doğru kaldırılırken dikkatli olunması ile önlenebilir.
Suda doğumun potansiyel risklerinden biri, yenidoğanın bağırsağındaki ilk kolonizasyon başlatıcı bakterilerin yapısını değiştirmesidir. Bu durumun sezaryenle doğum sonrasında da görüldüğü biliniyor. Suda doğumun kolonizasyon başlatıcı bakterilerin yapısını nasıl değiştirdiği sorusunun cevabı ise, henüz kesin olarak bilinmemektedir.
Suda Doğum İçin İdeal Olmayan Durumlar
Genital bölgelerde virütik faktörlerin neden olduğu kızarıklık, akne, sivilce vs varsa, suda doğum önerilmez. Özellikle de genital bölgelerde görülen bir virüs çeşidi olan Herpes‘iniz varsa; bu, su yoluyla daha kolay transfer edilir. Ayrıca:
- Aşırı kanama veya enfeksiyonunuz varsa ,
- İkizler, üçüzler gibi birden fazla bebeği aynı anda doğuruyorsanız veya
- Erken doğum bekleniyorsa (beklenen tarihten iki hafta veya daha fazla önce)
gibi özel durumlarınız varsa, tıp doktorunuza başvurmadan suda doğum önerilmez.
Suda Doğum Ortamı Nasıl olmalıdır?
Risk, çoğunlukla sıcaklığa bağlıdır. Su çok sıcaksa dehidrasyon ve aşırı ısınma anne ve bebek için tehlike oluşturabilir. Doğum yapılacak ortamın suyu iyice doldurulmalı ve suyun sıcaklığı 36 oC ‘de tutulmalıdır. Doğum havuzları tüm bu sorunları önlemek için özel olarak tasarlanmıştır.
Suda Doğuma Nasıl Hazırlanılır?
Yapılacak ilk iş, bir doğum uzmanına başvurmaktır. Bu, suda doğumun sizin için uygun olup olmadığına karar vermenizde yardımcı olurken, başvurduğunuz doğum uzmanının sizi profesyonel bir şekilde hazırlanmış, “suda doğum” merkezlerine yönlendirmesi açısından faydalı olacaktır.
Suda doğumu bir hastanede gerçekleştirmek istiyorsanız, bulunduğunuz hastanenin politikalarının suda doğuma yasal bir izni olduğundan emin olun.
Sonuç
Günümüzde birçok anne adayı suda doğumu tercih edebilmektedir. Suyun annelerin doğum yaparken stres düşürücü bir etki oluşturması, bebeğin dünyaya gelirken ortam değişikliğine kolaylıkla adapte olabilmesi gibi nedenlerle, suda doğum artan bir talep doğrultusunda popülerlik kazanmaktadır. Suda doğumun bilinirliği arttıkça, hastaneler de kendi sağlık politikalarını bu doğrultuda değiştirmeye başladılar.
Yazımızın neredeyse her cümlesinde de belirttiğimiz gibi, suda doğum her anne adayı için uygun olmayabilir. Bunu öğrenmek için tıp doktorunuzla ve/veya doktorlarınızla yapılacak birebir konsültasyonlar, özel bir nezaret altında olacağınız için daha sağlıklı bir doğum süreci geçirmenize yardımcı olacaktır.