Temiz ve Sağlıklı Suya Erişim
Geçmiş yıllarda yapılmış olan birçok araştırma ve inceleme bizlere göstermiştir ki; iklim değişikliği, suyun küresel dağılımındaki adaletsizlik, çevre kirliliği, dünya ölçeğinde yaşanan hızlı nüfus artışı, uzun erimli su politikalarının geliştirilememesi ve sorunların göz ardı edilmesi nedeniyle insanlık ciddi bir su krizi ile burun burunadır. Yaşanmakta olsn su krizi, milyonlarca insanın temiz ve sağlıklı içme suyuna erişiminin sağlanamaması ve atık su altyapısına sahip olunamaması şeklinde kendini göstermektedir. Oysa ki; temiz ve sağlıklı suya erişimin engellenmesi demek, insanın yaşam hakkının engellenmesi ile eşdeğer nitelikte kötücüldür. Bir insanın “su” kadar temel ve normal bir ihtiyacı, bir hakkı olamaz. Dünyada pek çok ülke bu durum karşısında önlemler almak yerine, kamusal altyapıya ve su hizmetlerine yatırım yapmaktan kaçınarak, su ve kanalizasyon hizmetlerini özelleştirme yoluna gitmektedir. Kamu kurumlarının yapısı zayıflatılarak, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası gibi finans kurumlarının ve çok uluslu şirketlerin su konusunda daha çok söz sahibi olmasına neden olunmaktadır. Kapitalizmin küresel aşamasında suyun bir meta olarak algılanması ile birlikte suyun özelleştirilmesine yönelik faaliyetlerin hız kazanması, suyun ticarileştirilmesi ve yalnızca parası olanların ulaşabileceği bir altyapı unsuru haline dönüştürülmesi, suya erişimde yoksul çoğunluğun önünde bir engel teşkil etmektedir. Bunun etkisi, önümüzdeki yıllarda katlanarak çoğalacaktır ve daha çok coğrafya tarafından hissedilebilir hale gelecektir. Gelişmiş ülkelerin yoksulları ve az gelişmiş ülkelerin yurttaşları sağlıklı ve temiz suya erişim hakkından hem günümüzde mahrum kalmaktadırlar hem de büyük bir ihtimalle gelecekte de mahrum kalacaklar. Suya erişimin bir insani hak adı altında ortaya konması, ulusal ve uluslararası düzeyde belirlenecek politikaların, en dezavantajlı olanların da durumlarının gözetilerek oluşturulmasını zorunlu kılmaktadır. Aksiyona geçilecek eylemlerin, geride kimseyi bırakmayacak şekilde güdük esi zaruridir. 1970’li yılların başından itibaren her alanda artış gösteren özelleştirmenin, su gibi yaşamsal öneme haiz bir maddeyi de kapsayacak boyutta alanını genişleterek ilerlemesi ve suyun ticarileşmesi ile birlikte korunmaya en muhtaç kesimden başlanarak, toplumun bütün kesimlerinin suya ücretsiz erişiminin engellenmesi kabul edilemeyecek boyutlara ulaşmıştır. Temiz ve sağlıklı suya erişim, neo-liberal küresel politikaların ve özel şirketlerin insafına terk edilemez. Suyun kamuya ait olması itibariyle, su hizmetlerinin de kamusal hizmet niteliğinde olması zorunludur.
Kıtlığın Ötesinde: Güç Dengesizliği, Yoksulluk ve Küresel Su Krizi
10 Kasım 2006 tarihli Radikal gazetesinde hükümetlerin kötü politikalarının temiz suya erişimi engelleyip, yoksulluk yaratttığına ilişkin bir habere yer verilmiştir. UNDP Başkanı Kemal Derviş’in açıkladığı 2006 Küresel İnsani Gelişme Raporu’na değinilmiş, hükümet politikalarının yarattığı en büyük sorunun suya erişim olduğu ve dünyada bir milyarı aşkın insanın bu konuda sıkıntı yaşadığı aktarılmıştır. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) 21. yüzyılda insanların kötü hükümet politikalarının esiri olduğunu ortaya koyarken, temel sorunu temiz suya erişimin ortadan kalkması olarak belirlemiştir.
Habere göre; Güney Afrika’nın Cape Town şehrinde sunulan ‘Kıtlığın Ötesinde: Güç Dengesizliği, Yoksulluk ve Küresel Su Krizi’ başlıklı raporda Kemal Derviş’in “Su krizinin kökleri yoksulluğa, eşitsizliğe, eşit olmayan güç ilişkilerine dayanıyor. Yanlış su politikaları bu kıtlığı körüklüyor.” şeklindeki açıklaması dikkatleri suya erişimde yaşanan zorluklara çekmiştir.
Birçok ülkede temiz suya erişimde halk arasında eşitsizlik yaşanmaktadır. Suyun halk arasındaki dağılımı, gelirin dağılımıyla paralel olarak seyretmekte, halkın yoksul kesimi suya erişimde gelirde yaşanan adaletsizlik doğrultusunda, zengin kesime oranla daha büyük güçlükler yaşamaktadır. Ayrıca yüksek gelir düzeyine sahip insanlar, yoksullara oranla daha fazla su kullanmaktadırlar.
“Temiz ve Sağlıklı Suya Erişim” ile ilgili yorum;