Türkiye’de Hortumlar Artıyor mu?
“Avrupa Şiddetli Hava Merkezi’nin tüm Akdeniz ve Avrupa ülkeleri için topladığı ve doğrulamasını yaptığı hortum olayları veri tabanına dayanarak gerçekleştirdiğimiz ilk çalışma, son 10 yıllık dönemde (Ocak 2010-Şubat 2019) gözlenen hortum sayısının, ondan önceki 10 yıllık dönemde (Ocak 2000-Aralık 2009) gerçekleşen hortum olayı sayılarından belirgin olarak daha fazla olduğunu gösteriyor. Bunun arkasında ise ‘artık bir hortum klimatolojimiz olduğu’ gerçeği yatıyor. Çünkü artık daha sıcak bir dünyada yaşıyoruz, buharlaşma çok daha fazla ve hidrolojik döngü hızlanıyor.”
Bu kısa makalede, “Hortum nedir, hortumlar nasıl oluşur? Türkiye’de hortum olaylarında bir artış varsa, bunda iklim değişikliğinin katkısından söz edilebilir mi? Bir hortum olayı ile karşı karşıya kalındığında ne yapmalıyız?” vb. gibi bazı soruların yanıtlarının ana çizgileriyle verilmesi amaçlandı. Hortumlar (İngilizce, tornado’nun yanı sıra twister ya da cyclone olarak da adlandırılır), gökgürültülü fırtınaların (oraj) ürünüdür. Hortumların çoğu süperhücre fırtınaları gibi şiddetli orajlardan kaynaklanmakla birlikte, özellikle oraj çizgileri ve soğuk cephe orajları gibi öteki gökgürültülü fırtınalarda da oluşur. Ayrıca, çok yaygın olmamakla birlikte, hava kütlesi orajları da ender olarak hortum oluşturabilir (Türkeş, 2010). Hortumlar, dönen halat biçimli bir hortuma, büyük ve şiddetli bir oraj bulutunun (ör. süperhücre orajının) tabanından sarkan bir filin hortumuna ya da yoğun siyah bulut sütunlarına benzeyebilir. Başlangıçta bulut hortumu, döngüsü yeryüzüne ulaşmamış olan tornadodur. Tornado, dönen bulut uzantısı yeryüzüne ulaştığında ise gerçek hortum olarak adlandırılır. Sonuç olarak, hortum, “iyi gelişmiş derin bir konvektif fırtına bulutunun tabanından siklonik bir sirkülasyonla birlikte yeryüzüne ulaşan küçük ama şiddetli-derin bir alçak basınç alanının çevresinde hızla dönen bir hava sütunu” olarak tanımlanabilir (Türkeş, 2017).
Doğal iklimsel değişmelere ek insan kaynaklı iklim değişikliğinin beklenen bir sonucu olarak yerküre iklimi giderek ısınıyor, daha sıcak hale geliyor. Yeryüzünün ve alt atmosferin ısınmasının önemli sonuçlarından biri, buharlaşma ve terlemenin (evapotranspirasyon) artmasıdır. Hava sıcaklığı arttıkça o hava kütlesinin nem kapasitesi, nem içeriği artar. Bu ise hidrolojik döngünün kuvvetlenmesine ve/ya da hızlanmasına, bu da gökgürültülü fırtınaların, süper hücre sistemlerinin, süper hücreler ise son 10 yıllık dönemde Türkiye’de de çok açıkça görüldüğü gibi kara ve deniz üzerinde daha fazla hortum olaylarının, gökgürültülü sağanak ve dolu fırtınalarının oluşmasına neden olmaktadır.
Son 30 yıllık dönemde, özellikle son 10 yılda, Türkiye’de gözlenen şiddetli hava olayları, taşkın ve seller ile kuraklıkları -yanlış arazi kullanımı, yanlış yerleşme yeri seçimleri, doğanın bozulması, özellikle ormanların ve çalılıkların yok edilmesi, fiziki coğrafyanın (ör. yüzey özelliklerinin, bitki örtüsünün, havza jeomorfolojisinin ve üst toprağın, vb.) bozulması; dere, çay vb. akarsuların, sel ve selcik yarıntılarının azalması, zayıflaması ya da ortadan kaldırılması; kentsel alanların, asfalt ve beton gibi geçirimsiz yüzeylerin su havzalarında geniş yer tutması vb. gibi- çeşitli doğrudan ve dolaylı insan etkilerinin de şiddetlendirdiğini unutmamak gerekir. Uygun yüzey ve yüksek atmosfer koşullarında tam gelişme olanağı bulan şiddetli bir gökgürültülü fırtına, özellikle bir ya da birden fazla hortumla birlikte geliştiğinde, kara üzerinde çok yıkıcı ve afet boyutunda hava koşulları oluşturabilir.
Daha önceki çeşitli çalışma ve açıklamalarımızda gelecekte de en fazla hortum (su hortumu ve hortum) olayının oluşabileceği yerlerden biri olarak tanımladığımız Güneybatı Anadolu, Batı Akdeniz Bölümü ve özellikle de Antalya Körfezi, “Türkiye Hortum Klimatolojisi” haritasında açıkça görüldüğü gibi, Türkiye’nin hortum olaylarının en çok gözlendiği coğrafi alana karşılık geliyor (Şekil 1). Kuşkusuz, hortumların Akdeniz Bölgesi’nde, özellikle Antalya Körfezi’nde daha sık ve daha etkili olmasının kendine özgü bazı önemli fiziki coğrafi ve meteorolojik nedenleri vardır. Bir su hortumunun ya da hortumun oluşabilmesi için, mutlaka iyi gelişmiş (çok etkin) bir gökgürültülü fırtına yani bir kümülonimbüs (Cb) bulutunun ya da birleşik bir Cb kütlesinin ya da bazı çok şiddetli hortumlarda orta ölçekli bir siklonun (mezo siklon) varlığı gereklidir. Hortumlar, bir soğuk cephenin önünde, bir sağanak çizgisi ya da kararsızlık alanında çok nemli ve kararsız sıcak havanın içinde oluşabilir. Antalya Körfezi ve benzeri coğrafyalarda, bunlara ek olarak, deniz etkisi ve orografik zorlama hortum oluşumunu çok yakından denetler ya da tetikler.