Türkiye’de Suyun Durumu
İnsan suyun durumunu tarihsel süreç içinde kendi çıkarlarına göre şekillendirmiştir. Bu bağlamda doğada yaşayan insan dışı diğer canlıların varlığı ve su gereksinimi göz ardı edilmiştir. Su kullanımı ilk başlarda var olan temiz suları tüketme şeklindeyken daha sonra teknolojinin ve sanayileşmenin artması nedeniyle kirlenmeyi engelleme ve temiz suyu koruma karakteri kazanmıştır.11 Mevzuatın yapılanması aynı şekilde ilk başlarda içme suyunun kullanımına odaklanırken daha sonrasında var olanı koruma ve temiz suya ulaşma düzenini belirleme şekline dönüşmüştür. Mevzuat içinde suçlar ve cezalar başlığı altında korumaya yönelik yaptırımlardan da bahsedilmektedir.10 Su ve hijyen arasındaki ilişki bağlamında, suyun hastalıkların kaynağı da onlardan korunma aracı da olabileceği dikkat çeken bir husustur. Bu noktadan hareketle suyla ilgili mevzuata insanın sağlığını koruyacak şekilde atık suların yaşam yerlerinden uzaklaşmasına dair maddeler eklenmiştir. Ivan Illich’e göre suyun doğadaki varlığı insanın bedenindeki dolaşıma benzemekte; temiz ve pis su şebekelerinin evlere ulaşması suyun yaşamın ana kaynağı olduğunu maskeleyip onu insan için faydalı herhangi bir malzeme haline getirmektedir.11 Mevzuatın zaman içinde gösterdiği değişim suyun tahtından düşüşünün bir göstergesi olarak kabul edilebilir. Yaşam kaynağı olarak kabul edilen, dinsel törenlerde kullanılan suyun, hidrojen ve oksijen adlı iki atomun birleşmesinden oluştuğunun keşfi onun arındırıcılığına atfedilen manevi ağırlığın azalmasına yol açmıştır.12 Su sıradan bir materyal haline dönüştüğü zaman yaşamın ana kaynağı olmaktan uzaklaşmaktadır. Öte yandan suyun doğada yaşayan tüm canlılar için gerekliliği insanın hayvana bakışına göre geri plana atılabilmektedir. İnsanlar genel olarak insan dışı canlıların yaşamına türcü bir önyargı ile yaklaşıp değer vermemekte, bunun doğal bir sonucu olarak diğer canlıların yaşamsal ihtiyaçları göz ardı edebilmekte, bu göz ardı edişin bir parçası olarak su ihtiyacını da yok sayabilmektedir.13 İnsan türünü öne çıkaran felsefi yaklaşım hem hukuksal hem de ahlaki zeminde yansıma bulmaktadır. İnsan dışı canlılar ile suyun ortak noktası insanın her ikisini de kullanması ve kendi amacı doğrultusunda yönetmesidir. Ancak suyun yaşam için şart olması, diğer canlılar ile insanları ortak bir noktada buluşturmaktadır. Doğa içinde hayvanlar ve insanlar aynı ortamı paylaşmak o ortamdaki sudan yararlanmak durumunda olan varlıklardır. Kültür bağlamında ise suyun insana özgü bir gereksinim olması öncelenmekte, insan dışı canlı-su ilişkisi değerlendirmeye alınmamaktadır. Bu yazı bağlamında da, metni sınırlama gereğinden ötürü, suyun durumu ağırlıklı olarak insanı ilgilendiren yönleri üzerinden ele alınmıştır. Su hakkında düşünme, yazma, yasal düzenleme ve planlama yapma bağlamında insan merkezlilikten uzaklaşılması ve geniş açılı bir bakışın benimsenmesi; suyun durumunu değerlendirirken insan dışı hayvanların ve genel olarak doğanın suyla etkileşmelerinin de dikkate alınması gerekmektedir.
Türkiye’de Suyun Durumu Hakkında Kısa Bir Değerlendirme / A Brief Evaluation regarding Status of Water in Turkey
Oya Ögenler, Selda Okuyaz
Yrd. Doç. Dr. Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıp Tarihi ve Etik A.D.
Araştırma Makalesi