Genel Kategori

PH Nedir

Ph NEDİR?

pH harflerinin açılımı "potential hydrogen" veya “Hidrojenin Gücü” olarak tanımlayabilirizki bu gücü maddenin içindeki “Hidrojen” belirler ve ölçü birimi olarakta pH harflerini kullanırız. Aynen uzunluk ölçüsü olarak metre veya ağırlık ölçüsü olarak kilogram da olduğu gibi…

Sağlıklı bir vücut için uygun ve dengede bir pH değeri son derece önemlidir.

Şayet bir maddenin pH değeri 7 den 8 e çıkmış ise eski durumuna göre 10 kat daha fazla alkali olmuştur ve tersine pH değeri 7 den 6 ya düşmüş ise 10 kat daha fazla asidik olmuştur.

Bir örnek verelim: pH değeri 2.5 olan kola, nötr karakterli pH değeri 7 olan suya göre 50.000 kez daha fazla asidik olup, 1 bardak koladan fosforik asit nedeniyle oluşan asiditeyi nötrleştirmek için pH 7olan 32 bardak nötr su gerekir.

Normal pH değeri olan 7.365 olan kanımızın 7 ye düşmesi, birdenbire 4 kat daha asidik olarak kendi kendini zehirlemesi anlamına gelir, bu önemli neden vücudun alarma geçerek otomatik olarak asiditeyi onarmak ve tekrar eski sağlıklı pH değerine getirmek için ilave bir gayret göstermesini gerektirir. 

Buradan çıkarmamız gerekli olan sonuç; vücudumuzun pH ının herhangi bir zamanda vücudumuza giren yiyecek, içecek ile stres ve kirlenme vs gibi bir çok nedenden etkilenebileceğidir, vücudumuzun bağışıklık sistemini korumalı, sağlıklı beslenmeli, meditasyon yapmalı, derin nefes almalı, eksersiz yapmalı, alkali karakterde su içmeli ve mutlu olmalıyız..

 pH = hidrojen potansiyeli, bir çözeltideki asidiklik ve alkalilik yoğunluğunu gösteren ölçüm birimdir. 0'dan 14'e kadar olan bir skalada ölçülür. Su içindeki oksalik asidin artması suyu asidik, hidrojen iyonlarının artması ise suyu alkali özellikli yapar. Her bir sayısal artış hidrojen iyonlarının veya oksalik asidin 10 kat daha arttığını göstermektedir. Örneğin; pH tablosundaki rakamın 1 sayı artması 10 kat fazla alkali, 1 sayı düşmesi ise 10 kat fazla asidikliği gösterir.

Kısa bir özet olarak;

-Bir sıvının asidikliği veya alkaliliği pH olarak ölçülür.

-pH hidrojen iyonlarının (atomlarının) ölçümüdür.

-Sıvının içinde fazla miktarda H+ (hidrojen iyonu) varsa sıvı daha asidiktir.

-Sıvının içinde daha fazla OH- (hidroksil iyonu) varsa sıvı daha alkalidir.

-Elektriksel bir görüş olarak, alkalilik ve asidiklik hidrojen iyonlarının pozitif veya negatif olarak taşıdıkları elektriksel enerji yüküne bağlıdır.

-Vücuttaki tüm kimyasal süreçler atomların elektriksel yüklerinin karşılıklı olarak birbirine uygun olması durumunda başlar ve tamamlanır.

Vücudun pH Dengesi

İnsan vücudu homeostazi (organizma iç ortamında normal değerlerin korunması hali) fonksiyonuna bağlı olarak vücut sıvısını pH 7,365 seviyesinde tutmaya çalışır.

Buna bağlı olarak, vücut her bir organın da dengesini korumaya çalışır ve bunun için pankreastaki pH 8,8 seviyesindeki en yüksek pH değerine sahip alkali vücut sıvısını kullanır. Diğer yandan ise vücuttaki asidik oluşum sürekli olarak vücudun kendini koruma işlevini zayıflatmaktadır. Tüm bunlar olurken görünürde hiç bir hastalık belirtisi olmaz.

Alkali iyonize su içmek vücutta fiziksel olarak oluşan asidikliği engelleyerek yaşlılık hastalıklarından korur ve vücudun homeostazi fonksiyonunu destekler.

Aktive edilmiş su, normal suya gore 6 kat daha Hidratördür.

ORP NEDİR?

ORP nin açılımı ise “Oksidasyon-Redüksiyon Potansiyeli” veya Gücü dür.(bazı hallerde Redoks olarak ta isimlendirilir). Bir çok araştırma neticesi ORP değerinin en az pH değeri kadar hatta dahada fazla önemli olduğunu göstermektedir..

ORP, depolanmış ve kullanıma hazır “enerji “ anlamını taşır.

Örneğin, bir balonu şişirdiğimizde balon ağzı kapalı kaldığı sürece balonun içinde ölçebileceğimiz durağan bir enerji vardır ve biz buna Potansiyel Enerji deriz, balonun ağzını açtığımızda bu durağan Potansiyel Enerji balonu terk ederken Kinetik yani hareketli Enerji haline dönüşür.

Potansiyel enerji, suyun içindeki çok zayıf bir akım olup Elektronmetre ile elektriksel olarak ölçülebilir ve birimi mV(milivolt) dur.

Su iyonizerinden alınan yüksek pH lı su, daha fazla indirgenmiş (redükte olmuş) yani eksi (-) değerde milivolt (-ORP), buna karşın herhangi bir düşük pH lı su ise daha fazla okside olmuş yani artı (+) değerde mV(milivolt) (+ORP) içerir.

Oksidasyonun eş anlamları; fermantasyon, bozulma veya çürümedir, kesilmiş bir elma parçasını renk değiştirmesi veya açık havada kalan demirin paslanması oksidasyonun ile ortaya çıkan bozulma, çürüme olaylarının örnekleridir.

Demir pastan ötürü zayıflamış elma ise çürüyerek niteliğini kaybetmiştir.

Oksidasyon sürecinde elektronlar çalınarak madde okside olmakta ve bozulmaktadır. Bu oksidasyon sürecinde ölçüm yaptığımızda (+ORP) yani artı (+) mV(milivolt) görürüz.

Eksi (-) mV(milivolt) diğer bir ifade ile (-ORP) yüklü maddeler yukarıda anlatılan oksidasyon yani çürüme/bozulma sürecini yavaşlatıp ve ortadan kaldırabilirler.

Musluk suları genelde +200 ile +600mV yani (+ ORP), şişe suları ise genelde +400 mV yani (+ORP) değerindedirler.

Yüksek pH lı (8-9) iyonize su (-mv) ve (-ORP) değerlerine sahip olup oksitlenme ve çürümeyi önleyici güçlü Antioksidan özellik taşır.

Su iyonizerinde elde olunan suyun pH ve ORP değişimi temel olarak üç faktöre göre değişiklik gösterebilir :

1. Kullanılan suyun içerdiği doğal minerallerin cinsi ve miktarı

2. Elektroliz İşlemi sırasında uygulanan akımın voltajı

3. Su İyonizerinin Elektroliz hücresinden geçen suyun hızı

Bu değişiklikler su iyonizerinden alınan suyun pH ve ORP sini önemli ölçüde etkiler.

1-Su iyonizerinin sağlıklı çalışmasındaki en önemli ve olmazsa olmaz faktör kullanılan suyun mineral içermesidir. Mineraller suyun içinde tuz gibi erimiş olarak bulunur ölçüm birimi TDS (toplam çözünmüş katı madde) dir. Revers-osmoz yöntemi ile temizlenen sular ve destile sular iyon içermediklerinden yani de-iyonize sular olduklarından su iyonizerinde kullanılamazlar.

Musluk suları ve kaynak suları elde olundukları yerlere göre değişken cins ve miktarlarda mineral tuzları içerirler.

Mineral içeriği yüksek olan (sert sular) dan daha yüksek değerde pH ve (-) ORP/mV  elde olunurken tersine mineral içeriği düşük olan (yumuşak sular) dan daha düşük değerde pH ve (-)ORP/mV elde olunabilir.

2- Su iyonizerinin kalbi elektroliz hücresidirki burada elektrik akımı bağlanan (- ve +) elektrotlar bulunur ve iyonizasyon işlemi bu hücrede olur.

Su iyonizerinin üstünde bulunan pH ayar butonları ile elektrik voltajını kumanda ederek suyun alkali derecesi yani pH ı ayarlanabilir. Yüksek akım verdiğimizde yüksek değerde pH ve ORP(-mV) az akım verdiğimizde düşük değerde pH ve ORP(-mV) de alkali iyonize su alınır.

 3-Su iyonizerinden geçen suyun hızı ve elektroliz hücresinde suyun kalış süresi elektroliz olayını etkileyerek pH ve ORP değerlerinde etkili olur. Eğer su çok hızlı akıyor ise daha düşük değerler, su yavaş akıyor ise yüksek değerler elde olunur. Genelde dakikada 2 ile 3 litre arasındaki su akımı uygun olabilir, en uygun yöntem deneyerek istenen değerleri belirlemek olmalıdır..

 Temel prensibi daha iyi anlayabilmek için, değişik bölgelerde kullanılan ve değişik yapıya sahip iki içme suyunun etkilerine ve  performanslarına bakalım ; Bu inceleme sırasında unutmamamız gereken en önemli husus suyun içerdiği minerallerin başka bir ifade ile suda erimiş halde bulunan mineral tuzlarının değişik miktarlarda olma olgusudur ki bu olgu iyonizasyon işlevinin temelidir ve teknik olarak (TDS) (toplam çözünmüş katı madde) olarak tanımlanır.

Bir bölgede test olunan suyun TDS i (toplam çözünmüş mineral miktarı) 400ppm ve diğer bölgede test olunan suyun TDS i 50ppm ise, aynı su iyonizerinden alacağınız suyun karakteristikleri birbirinden tamamen farklı olacaktır, iyonizerin standart çalışma şartlarında,TDS 400ppm olan bölgede alacağınız sonuç  diğer bölgede alacağınız sonuca göre daha yüksek değerlerde olacaktır.

pH ve ORP İLİŞKİSİ

ORP (mV) çok hassas bir denge olup tamamiyle stabil bir dengeyi tutturmak mümkün değildir.

Buna ilaveten pH ile ORP arasında çok sıkı ve değişmez bir bağlantı olduğuda söylenemez, örneğin pH ı 9 olan iki suda yapılan testlerde değişik ORP değerleri okunabilir.(aynen insanda ardarda yapılan nabız ve kan basıncı ölçümlerinde değişik neticeler okunabileceği gibi)

pH değeri 11 civarında olan suyun tadı çoğu kimsenin hoşuna gitmez.

Yapılan çalışma ve uygulamalar sonucunda, pH değeri 9 ve 9.5 olan su ideal ORP seviyesine en yakın su olarak tanımlamış ve tavsiye olunmaktadır.

Sonuç olarak, iyonize suyu karakterize eden üç temel değişken unsur olan pH, TDS ve ORP arasında devamlı bir dans vardır.

Burada kişisel tercih; şişe suyu özellikler/performansı (veya yararları) ile su iyonizerinden alınacak suyun özellikleri/performans ve yararları ile karşılaştırılarak yapılacaktır.

ORP, Oxidation Reduction Potential tanımının baş harflerinden oluşmuş bir kısaltmadır. Anlamı; oksidasyon indirgeme potansiyelidir. Bir çözeltinin oksitlendirme veya indirgeme gücünü milivolt (mV) değeri olarak belirleyici bir ölçümdür. Redoks potansiyeli olarakta adlandırılır.

Kısaca, ORP ölçümü suyun kalitesini belirler. Ölçüm sonucu pozitif bir değer çıkmışsa bu suyun oksidasyon yani paslandırma ve bozucu/çürütücü etkilerinin olduğunu, negatif bir değer çıkmışsa bu suyun paslanmayı engelleyici özellikte yani antioksidan güce sahip olduğunu gösterir.

Oksidasyona iki atom arasındaki elektronların değişimi yol açar. Bu süreçte bir elektron kaybeden atoma oksitlenmiş (yükseltgenmiş), bir elektron kazanmış diğer atoma ise indirgenmiş denir. Bir demir parçası üzeride oluşmuş pas, rengi kahverengiye dönüşen bir elma dilimi günlük yaşantımızda sıklıkla görebileceğimiz basit bir iki oksitlenme örneğidir. Bu durumun vücudumuz içinde olması ise birçok değişik hastalığa neden olur.

Sağlık İçin ORP’nin Anlamı Nedir?

Okside edici yiyeceklerin ve içeceklerin tüketilmesi vücut sıvılarının kimyasal karakteristiklerini kötü yönde etkiler.  Birçok yiyecek ve içecek yüksek oksitlendirici özellikte ve elektron yoksunudur. Aynı şekilde, özellikle organik olarak yetiştirilmiş sebzelerde fazlaca bulunan, negatif hidrojen iyonları ile desteklenmiş bir diyet ise vücut sıvılarına olumlu etki sağlar.

Doğal olarak, yiyecekler ve içecekler arasındaki ORP değerleri oldukça geniş değişkenlikler gösterir.  Dahili olarak vücudumuzu olabildiğince okside olmaktan korumak ve sağlığımız için yediklerimiz ve içtiklerimizin negatif ORP değerine sahip olmasına önem vermeliyiz. Örneğin; alkollü içecekler, soda, et v.b gibi ironik olarak çok popüler olan bazı yiyecek ve içeceklerin çok güçlü okside edici özellikte olduğunu bilmek birçok insanda hayal kırıklığı yaratabilir.

Yanısıra, taze yiyecekler ile bunların farklı üretim işlemlerinden geçmiş halleri arasında ilginç kıyaslamalar da yapılabilir. Örneğin, taze sıkılmış portakal suyunun ORP ölçümü -100 ila -200mV arasındayken birçok paketlenmiş portakal suyunda bunun +200mV gibi oldukça yüksek bir değerde olduğu görülmektedir. Bu tüm diğer meyva suları için de geçerlidir.

Alkali İyonize Suyun ORP Değeri Nedir?

Çeşme suları ve diğer su çeşitleri pozitif ORP değerine sahiptir. Normal bir çeşme suyunun değeri +250 mV ila +400 mV arasındadır ki ve bu suyun oksidasyon engelleme veya indirgeme potansiyeli olmadığı anlamındadır. Yapılan testler birçok şişelenmiş suyun ORP değerlerinin yaklaşık +200 ila +300 mV olduğunu, yani neredeyse çeşme suyu ile aynı değere sahip olduklarını göstermektedir.

İyonizerden elde edilen alkali iyonize su, seçilen pH ayarına ve kullanılan sudaki minerallerin miktarına bağlı olarak,  -200 ila -500 mV arası ORP değerine sahiptir. Bu, alkali iyonize suyun çok yüksek oksidasyon indirgeme gücüne yani antioksidan özelliğe sahip olduğunu göstermektedir.

-550mV’un altındaki değerler insan bünyesi için çok güçlü kabul edilmekte ve bu nedenle de içilmesi tavsiye edilmemektedir.

Suyun Polaritesi ve Vücudun Biyoelektriksel Dengesi

Vücudumuzda gerçekleşen biyolojik reaksiyonların tümü biyoelektriksel değişimler sonucunda gerçekleşir.  Vücut sıvımızdaki sodyum ve potasyum iyonlarının yoğunluğunun değişmesi ise biyoelektriksel değişimleri oluşturur. Suyun polaritesini belirleyen alkali mineraller olan pozitif (+) yüklü sodyum ve potasyumun dengesi çok önemlidir. Bu dengenin bozulması hücrelerin ve hücre fonksiyonlarının bozulmasına neden olur.

Vücudumuz hücrelerinin beslenmesi ve fonksiyonlarının aksamaması için hücre içi ve çevresindeki suyun yeterli seviyede sodyum, potasyum, kalsiyum ve magnezyum iyonlarına ve uygun bir polariteye sahip olması gereklidir. Alkali iyonize su bu özelliklere sahip tek sudur

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir