Genel Kategori

PAH Bileşikleri Sulardaki Hidrokarbon Kalıntıları

Pah Bileşikleri Araştırmasında 5 ildeki 1440 farklı yerleşim noktasından alınan kaynak ve depo suları da analiz edildi. Bu sularda kansere neden olan PAH bileşikleri ile bazı pestisitlerin kalıntıları araştırıldı. Polisiklik aromatik hidrokarbonlar (PAH) iki ya da daha fazla benzen halkasına sahip kansere yol açan kimyasal maddelerdir.

Petrol kirliliği, yağ, kömür, katran atıklarında bulunur ve fosil yakıtları başta olmak üzere çeşitli maddelerin yanması sonucu açığa çıkarlar. Doğada 100’ün üzerinde PAH bileşiği bulunsa da gıdalar ve sularda nadiren tespit ediliyorlar. Araştırmada kanserojen etkisi daha fazla olan 16 PAH bileşiği araştırıldı. Analiz edilen su örneklerinin 19 tanesinde (yüzde 1,3) PAH kalıntıları tespit edildi. İllere göre dağılım tabloda yer alıyor.

Su örneklerinde Asenaften, Asenaftelen, Floren, Naftalin ve Fenantren olmak üzere 5 adet PAH bileşiğinin kalıntısı tespit edildi. Antalya’dan alınan su örneklerinin hiçbirinde PAH bileşiği kalıntısı çıkmadı. En çok PAH kalıntısı tabloda da görülebileceği gibi Ergene havzasından alınan su örneklerinde çıktı.

Yüzde 1.3’lük kirlilik oranı düşük görülmemeli; çalışmanın bütün bir yıla yayılmadığı; belli bir zaman diliminde yapıldığı dikkate alınmalı. Tespit edilen PAH kirliliği her hâlükârda çevre kirliliğinin bir göstergesidir.

Polisiklik aromatik hidrokarbonlar (PAH) iki yada daha fazla benzen halkası içeren hidrofobik karakterli organik bileşiklerdir ve tam yanmaması sonucunda, doğal yada insan kaynaklı olarak oluşurlar. 2-7 halkalı aromatik hidrokarbon bileşiklerinden oluşan bu organik grubun petrol ve petrol türevleri bulunmakla beraber, gıda ve çevre kontaminantları arasında oldukça yaygın görülmektedirler. Araştırma için üretilen PAH’lar dışında kullanım alanları yoktur. Hava, su ve gıda yoluyla vücuda girmesi sonucu DNA’da mutasyona sebep olurlar.

Doğada 100’ün üzerinde PAH bileşiği bulunmakla beraber Amerika Birleşik Devletleri Çevre Koruma Birimi tarafından belirlenen 16 tanesinin karsinojenik, mutajenik ve toksijenik etkileri olduğu ispatlanmıştır. Başlıca türlerinden biri olan benzo(a)piren en kuvvetli kanserojen olarak bilinir. Bu maddelerin maksimum bulunma limitleri ulusal -Türk Gıda Kodeksi- ve uluslararası gıda sağlık örgütleri tarafından belirlenir. Gıda alanında ise karbon içeren maddelerin –selüloz, pektin, nişasta, sakkaroz, glukoz, fruktoz, sitrik asit, malik asit, streoller vb.- pirolizi (ısıtarak parçalama) ve havada eksik yanması sonucu oluşurlar. Bu oluşumda ısıya ek olarak oksijenin de rolü oldukça büyüktür.

Gıdalar da PAH:

  • Hava, toprak veya su aracılığıyla gıdalara çevreyle temas etmesi sonucu bulunur.
  • Yüksek ısı derecelerinde uygunsuz koşullarda işlenmesi, pişirilmesi ve pirolizi sonucu gıdalara PAH bulaşır.
  • Çevre ve hava kirliliği sonucu, sebze, meyve ve deniz ürünlerinde oluşur.
  • Dumanlama, pişirme şekline bağlı olarak dumanlanmış gıdalarda (kavurma, kızartma vb.) bulunurlar.
  • Yüksek sıcaklıklarda kütük alevinde, ızgarada pişirme; et veya diğer gıdalardaki PAH miktarının artmasına neden olur. Seviyesinin minimuma indirilmesi ızgaranın elektrikli olması veya gazlı fırınların kullanılması ile olabilir.

PAH kaynaklı çevresel kirliliği ve bulaşmasını engellemek için çözüm: Bileşiklerinden bazıları olan naftalin, fenantren, piren ve ham petrolün degradasyonları (parçalanma) mayalar tarafından mikrotitre bazlı plaka metodu ile gerçekleştirilebilir. Biyolojik parçalanması (Bioremidyasyon) için yapılan bilimsel araştırmalar devam etmekle birlikte izole edilmiş mayalar günümüz için uygun bir çözüm yolu olabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir