Greta, Çin ve ABD dururken neden Türkiye’yi şikayet etti?
Birleşmiş Milletler İklim Krizi Zirvesi’nde liderlere yaptığı sert eleştiriler ile tekrar gündeme gelen İsveçli çocuk aktivist Greta Thunberg’in de aralarında bulunduğu 15 çocuk, beş ülke hakkında iklim değişikliğiyle mücadele konusunda yeterli adımları atmadıkları gerekçesiyle UNICEF’e şikayette bulundu.
BM Çocuklara Yardım Fonu UNICEF’e iletilen şikayet dilekçesinde Türkiye’nin yanı sıra Fransa, Almanya, Brezilya ve Arjantin yer alıyor. Dilekçede orman yangınları, hava kirliliği, kirlenen denizler, kuraklığın neden olduğu zorlukların yanı sıra günümüz ve gelecekle ilgili yaşadıkları endişe ve depresyona ilişkin örnekler verilerek adı geçen ülkelerden şikayetlerle ilgili cevap vermeleri isteniyor.
ABD, Çin, Hindistan gibi ülkeler dururken neden Türkiye şikayet edildi?
Çin, ABD, Hindistan, Rusya ve Japonya, Küresel Atmosfer Araştırmaları Emisyon Veritabanı’nın (EDGAR) raporuna göre karbondioksit salınımı açısından dünyayı en çok kirleten ilk beş ülke.
Şikayet edilen ülkelerden Almanya listede 6., Brezilya 11. sırada bulunurken, Türkiye, Fransa ve Arjantin listede ilk 15’te yer almıyor.
Peki Çin, ABD, Hindistan gibi üst sıralarda yer alan ülkeler şikayet edilmezken, neden diğer beş ülke hakkında bir dilekçe hazırlandı?
Sorunun cevabı Çocuk Hakları Sözleşmesi‘nin 3. Protokolü‘nde yatıyor. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 45 ülkenin imzaladığı protokol, imzacı ülkelerde bulunan çocuklara hak ihlallerine karşı bireysel hak arama ve adalete erişim imkanı tanıyor. Yapılan şikayetler BM Çocuk Hakları Komitesi’nce inceleniyor. Komite sadece bu protokolü imzalayan ülkelere yönelik şikayetleri kabul ediyor.
Greta ve arkadaşlarının haklarında şikayet dilekçesi hazırladığı 5 ülke, protokolde imzası bulunan ülkeler. Ancak ABD, Çin, Hindistan, Rusya ve Japonya isteğe bağlı imzalanan sözleşmeyi imzalamadığı için haklarında bir şikayette bulunmak mümkün değil.
Protokol, 2012’de Birleşmiş Milletler üye ülkelerinin imzasına açıldı. Türkiye protokolü 2012 yılında imzaladı ve 2017 yılında sözleşmenin yürülüğe girdiğini duyurdu.