Hidrobiyoloji’yi anlamak.

Hidrobiyoloji kelimesi etimolojik olarak, çok da tahmin edilebilir bir şekilde “su” anlamı taşıyan hidro ve “canlı bilimi” olarak bildiğimiz biyoloji kelimelerinin kombinasyonudur. Buradan şunu anlayabiliriz, hidrobiyoloji su ile doğrudan yahut dolaylı olarak etkileşim içerisinde olan canlıları tahlil eden ve bu tarz canlılar üzerinde çalışan bir bilim dalıdır. Hidrobiyoloji aynı zamanda su içerisinde yaşam prosesini de inceler. Hidrobiyoloji genel olarak ekolojinin bir alt disiplini gibi görülse de aslında hidrobiyoloji alanı ağırlıklı olarak taksonomi, ekonomik biyoloji, endüstriyel biyoloji, morfoloji, fizyoloji konularla iç içedir. Bunun yanında limnoloji isimli tatlısu bilimi ile de yakından ilgili bir alandır.
Hidrobiyolojinin birçok çalışma alanı vardır.
Ötrofikasyon çalışmaları, tatlısu kaynaklarında ki asistlik bazlık yani pH derecesi çalışmaları, paleolimlonojik araştırmalar ile ortak çalışmalar, zooplanktonların incelenmesi ve biyomanipülasyon bunların sadece birkaçıdır. Aynı zamanda sucul ekosistemlerde çevresel araştırmaları da hidrobiyolojiye dahildir.
Hidrobiyolog ilk olarak çalışılacak olan zonu incelemekle, analiz etmekle sorumludur. Sudaki kirlilikleri, anomalilikeri ve rahatsızlıkları fark edip tanımlar. Hidrobiyolog çalışma prosesinin tümünde, baştan sona etkin role sahiptir.
Birçok hidrobiyoloğun ilk çalışmalarının bir kısmında, kanalizasyon arıtma ve su arıtmada kullanılan biyolojik bazı proseslerde ve de özellikle yavaş kum filtrelerine fokuslanılmıştır. Tarihsel açıdan önem arz eden diğer çalışmalarda farklılığa gidilerek sular içerisinde yaşan biyotik topluluklara göre farklı bir sınıflandırmanın olması gerektiği düşünülmüş ve bu ideden yola çıkılarak biyotik indeksler kullanılmaya başlanmıştır.