İçme Sularının Özellikleri
İçme ve kullanma sularında istenilen ve istenmeyen özellikleri beş grupta toplamak mümkündür.
a) Su, kokusuz, renksiz, berrak ve içimi serinletici olmalıdır.
b) Su hastalık yapan mikroorganizma içermemelidir.
c) Suda sağlığa zararlı kimyasal maddeler bulunmamalıdır.
d) Su kullanma maksatlarına uygun olmalıdır.
e) Sular agresif olmamalıdır.
Su, kokusuz, renksiz, içimi lezzetli olmalıdır. Sularda fenoller, yağlar gibi suya kötü koku ve tat veren maddeler olmamalı, sular, renksiz, berrak ve içilebilecek sıcaklıkta olmalıdır. İçme suyu için en uygun sıcaklık 8 ila 12 °Cdir. Ayrıca sulardaki çözünmüş oksijen konsantrasyonu 5 mg/Lden daha yüksek olmalıdır.
Suda hastalık yapan organizmalar olmamalıdır. Suda bulunabilen bazı mikroorganizmalar çeşitli hastalıklara sebep olurlar. Bu çeşit hastalıklara “suyun sebep olduğu hastalıklar” denir. Suda Sağlığa Zararlı Kimyasal Maddeler Olmamalıdır Bazı kimyasal maddeler zehirli tesir gösterir. Arsenik, kadmiyum, krom, kurşun, civa, selenyum zehirli maddelerdir. Arsenik metalik olarak özellikle toz halinde zehirsizdir. Ancak su, hatta havadaki nem ile birleştiği zaman arsenik trioksite dönüşür. Bu çok zehirli bir maddedir. Arsenik zehirlenmelerinde felç, sinir sistemi bozuklukları görülür. İnorganik arsenik bileşiklerinin kanser yapıcı tesir göstermekte olduğu ileri sürülmüştür. Civanın vücutta yığılması neticesi, başlangıç arazları olarak baş ağrısı, yorgunluk, kol ve bacaklarda ağrılar görülür. Diş etleri iltihaplanır. Diş etlerinde mavi-mor “civa çizgisi” meydana gelir.
Kişide ruhi bozukluklar, hafıza zayıflıkları ve gövde, kol ve ayaklarda duygu bozuklukları ortaya çıkar. Kadmiyum ve bileşikleri, şahıslarda başağrısı, susuzluk hissi, boğazda kuruluk, sinirlilik ve kuvvetli tahriş öksürüğü gibi rahatsızlıklara sebep olur. Kromun ülser, bronşit, akciğer ve böbrek hastalıklarına sebep olduğu bilinmektedir. Kurşun ve bileşikleri, iştahsızlık, karın ağrıları, yorgunluk, vücutta umumi zaafiyet hali, kurşun felçleri ve duyu organları bozukluklarına sebep olur. Baryum kaslara ve kalp adalelerine, damarlar ve sinir sistemine zararlı tesirler yapmaktadır. Nitrat, bilhassa bebeklerde, “süt çocuğu siyanozu” na sebep olur. Bunun sebebi bazı bakterilerin nitratları indirgeyrek nitritlere dönüştürmesi ve meydana gelen fazla miktardaki nitritin emilerek kandaki menoglobini methemoglobine çevirmesidir. Bunun neticesi olarak oksijen dokulara taşınamadığından bebek ölümleri ortaya çıkar.
Florür, sularda bir miktar bulunursa diş çürümelerine karşı koruyucu bir tesir göstermektedir. Ancak florürün fazla miktarda alınması zehirli etki yapar. Kişide iştah azalır, omurga ve bacak kemiklerinde sertleşme meydana gelir. Radyoaktif maddeler, bilhassa nükleer silah denemeleri ve nükleer santrallerin artıkları sebebiyle içme suları kirlenmektedir. Suda amonyum (NH4+) „un bulunması, suyun kullanılmış sularla kirlendiğini ve kirlenmenin süre bakımından uzak olmadığını gösterir. Klorür (Cl-), suda umumiyetle sodyum klorür (NaCl) şeklinde bulunur. Suda fazla miktarda NaCl bulunması halinde suya insan veya hayvan idrarının karışmış olduğu düşünülebilir. Ancak deniz kenarındaki su kaynaklarında tatlı suya, denizden tuzlu su karışabileceği hatırdan çıkarılmamalıdır.