Batı rüzgarları yağış kalıplarını değiştirerek, okyanus sirkülasyonlarını etkileyerek ve tropik hortumları yönlendirerek hava durumunda hem bölgesel, hem de küresel bir ölçekte önemli bir rol oynuyor. Bu yüzden, iklim ısındıkça rüzgarların nasıl değişeceğini belirlemenin bir yolunu bulmak çok önem taşıyor.
Genelde batı rüzgarları gezegenin orta enlemleri boyunca batıdan doğuya esiyor. Fakat bilim insanları geçtiğimiz onlarca yıl içerisinde bu rüzgarların değişip kutuplara doğru göç ettiğini fark etmişler. Yapılan araştırmalar, durumun iklim değişiminden kaynaklandığını öne sürüyor. Fakat bilim insanları, batı rüzgarlarının kutuplara doğru gerçekleşen bu hareketinin, gelecekteki ısınma senaryoları altında sıcaklıklar ve atmosferdeki karbondioksit (CO2) arttıkça devam etmeyeceğini tartışıyorlarmış. Bu bilimsel sorunun cevabını bulmak kolay olmamış çünkü batı rüzgarlarının, geçmişteki sıcak iklimlerde nasıl davrandığına yönelik bilgiler şimdiye kadar kısıtlı durumdaymış.
Columbia Üniversitesi Lamont-Doherty Dünya Gözlemevi’nde çalışan araştırmacılar, dün Nature bülteninde yayımlanan bir makalede batı rüzgarlarının antik tarihini takip etmede yeni bir yöntem tarif ediyorlar. Bu yöntem, ısınan bir dünyada yaşayabileceklerimiz için bir vekâlet niteliğinde. Lamont’ta yüksek lisans öğrencisi olan baş yazar Jordan Abell ve danışmanı Gisela Winckler, batılı rüzgarların davranışı sorusuna taşıl iklimbilim uygulamanın bir yöntemini geliştirmiş ve atmosferdeki dolaşım kalıplarının, iklimin ısınmasıyla değişmeyeceğini akla getiren bulgulara ulaşmışlar.
Bulgular, rüzgarların geçmişte nasıl değiştiğine ve gelecekte değişmeye nasıl devam edebileceklerine yönelik bilgilerimizde bir devrimi simgeliyor.
Denizin derinliklerindeki antik katmanlarda yer alan tozları, rüzgarın bıraktığı dolaylı bir iz şeklinde kullanan araştırmacılar; üç ila beş milyon yıl önce meydana gelen rüzgar kalıplarını yeniden oluşturmayı başarmışlar. Rüzgarların (bu durumda batı rüzgarlarının) çöl bölgelerinden uzak bölgelere toz taşıdığını bilen yazarlar, Kuzey Pasifik Okyanusu’ndaki çekirdekleri analiz etmişler. Günümüzdeki en büyük toz kaynaklarından biri olan ve son birkaç milyon yıldır toz ürettiği bilinen bir bölge olan bu yer, Doğu Asya’nın rüzgar yönünde bulunuyor. Araştırmacılar birbirinden binlerce kilometre uzaklıkta iki farklı bölgeden alınan çekirdekteki tozları ölçümleyerek, tozda (ve böylece batı rüzgarlarında) meydana gelen değişimlerin haritasını çıkarmayı başarmışlar.
“Kalıpları neredeyse hemen görebilmiştik. Veriler çok belirgin. Çağdaş gözlemler ile tutarlı olan çalışmamız, rüzgar kalıplarının iklimin ısınmasıyla değişeceğini öne sürüyor” diyor Abell.
Araştırmacılar, Pliyosen döneminin sıcak kısımları esnasında (Dünya bugünkünden iki ila dört derece Celsius kadar daha sıcakken fakat havada, şu şimdikiyle hemen hemen aynı yoğunlukta CO2’nin bulunduğu; üç ila beş milyon yıl önceki bir dönem), sonradan gelen daha soğuk aralıklarda gerçekleşenlere kıyasla; batı rüzgarlarının küresel olarak kutuplara daha yakın yerlerde bulunduğunu keşfetmişler.
“Pliyoseni çağdaş küresel ısınmaya karşılık bir örnek şeklinde kullandığımızda, batı rüzgarlarının modern çağda gözlenen kutuplara doğru hareketinin, insan tesirli ısınmanın artışıyla birlikte devam edeceği muhtemel görünüyor” diye açıklıyor Winckler.
Bu rüzgarların hareketi, fırtına sistemleri ve yağış kalıpları bakımından dev sonuçlar barındırıyor. Üstelik bu araştırma, yağmurun nereye daha fazla ve nereye daha az yağacağını tam olarak göstermese de; rüzgar ve yağış kalıplarının ısınan iklimle birlikte değişeceğini doğruluyor.
“Dünya’nın tarih kaydında, rüzgar hareketlerinin ve bunların nasıl değiştiğinin izini sürmek çok zor olmuştu çünkü bunlar için iz çıkaran bir şey bulamamıştık” diyor Winckler. “Şimdiyse bulduk.”