Genel Kategori

Su İçindeki Kabarcıklar Yardımıyla Kozmolojik Yasaları Keşfedebilir Miyiz?

Bir damla, bir yerden her damladığında, doğada, sihirli bir numara daha gerçekleşiyor olabilir mi?

Bu sihir aynı zamanda, bir damlanın ikiye bölünmesinde de kendisini gösterirse, bize ne ifade eder? Bölünme esnasında fiziksel niceliklerin sonsuzlukta adeta ” flört ettiği” tek bir nokta olan tekillikten geçiş çağrısı yapıyor demektir.

İki damlayı birbirine bağlayan ve bu damlalar arasında köprü görevi gören o ince “boyun” ise artık hiçbir şeye bağlanamayacak kadar incelip kaybolmak üzereyken, sıvı basıncı ve hızı, sanki sıfıra bölünmüşcesine fırlar. Bu noktada, akışkanları tanımlamak için kullanılan denklemler adeta matematiksel bir patlamaya yol açmaktadır.

Damlaların bölünmesiyle beraber, değişen düzenin yerini alacak bir yenisi ancak âni bir kırılmadan sonra yani burada kastımız damlalar arasındaki bağlantı olan boynun kopuş sürecidir ki, geri döner. Buradaki nizam (mevcut bir damlanın ikiye bölünmesi ve iki ayrı damla oluşması veya mevcut bir damlanın diğerinden kopması sürecini kapsar), termodinamik yasalarının ifade ettiği gibidir; yani her değişen/dönüşen mevcut düzen/düzenlilik hâli daima bir miktar farklı bir forma dönüşerek evrenin entropisinde artışa yol açmasına benzer. Yıllar önce, bu fenomeni inceleyen bilim insanları ve araştırmacılar, bu prosesin, gizli bir düzenlilik inşa ettiğinin ayırdına vardılar:

Dünya’daki her damla, birkaç karakteristik boyun şeklinden birine sahiptir!

Önemli olan mevzu, sıvının yüzey gerilimi ile damlalar arasındaki boynun ataleti -bu gerilime olan direnci- arasındaki mücadele olarak karşımıza çıkar..

Bu damla, Michigan Gölü kıyılarında yükselen bir dalganın tepesinden koparak oluşmuş olsa bile, damlanın dalgadan ayrılma noktası aynı görünür.

Chicago Üniversitesi’nden bir fizikçi olan Sidney Nagel

Damlacıkları diye bahsettiklerimiz, farklı malzemeler arasında ve büyük ölçüde farklı koşullar altında bile tamamı ile aynı biçimde ve aynı vakitte tekerrür eden olayları tanımlayan “evrensellik” kavramının örneği gibidirler.

Evrensellik, her yerde bulunan ve karmaşık sistemleri basitleştirmemize yardımcı olan bir fikirdir.

Bir başka çalışmada sayesinde, dar bir tüpte hapsolan kabarcıklar kullanılarak oluşturulan yeni bir sistemde evrensellik tanımlandı.

İşler burada daha spontaneleşiyor çünkü baloncuklar yani kabarcıklar tarihsel olarak deneyler süresince kaydedilen aşamalar sayesinde fizikçilere evrenselliğin sınırlarını öğreten bir sistem olageldi. Artık araştırmacılar, bu tanımlı evrenselliği -deyim yerindeyse- açıp kapamak için bir yola sahipler çünkü deneylerle oluşturulan sistemler bunu kontrol edebilmeyi sağlıyordu. En nihayetinde, umut, kabarcıklar gibi nispeten basit sistemlerde tekillikleri ve evrenselliği incelemenin, kozmosun gözlem ve inceleme yapma şansımızın daha az olduğu köşelerinde olup bitenler hakkında bize fikir vermesi yönündedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir