Bilim, Sağlık

Su Ürünlerindeki Omega-3 Yağ Asitlerinin Önemi ve Sağlık Üzerine Etkisi

Esansiyel Yağ Asitleri ve Omega-3’ün Sağlıklı Beslenmedeki Rolü

Yağlar; enerji sağlarlar, hücreyi saran hücre membranını oluştururlar ve biyokimyasal olayları (kimyasal mesajlar, hücre gelişimi ve bölünmesi, kan basıncı ve pıhtılaşması, bağışıklık reaksiyonları) kontrol ederler. Vücuttaki yağların kaynağı nişasta ve şekerlerdir.

Çoklu doymamış yağ asitlerinden linoleik ve alfalinolenik asit esansiyel yağ asitleridirler. Vücutta sentezlenemediklerinden gıdalarla dışardan vücuda alınmaları gerekir. Vücut linoleik asidi kullanarak, gamma-linoleik, dihonogamma-linoleik asit ve araşhidonik asit gibi birçok Omega-6 yağ asitleri yapma fonksiyonuna sahiptir. Alfa-linoleik asit; Omega-3 yağ asidi, eikosapentaeonik asit (EPA) ve dokosahexaenoik asit (DHA)’in sentezlenmesinde görev alır.

Diyet uzmanları doymuş yağlardan elde edilen kalorinin % 10’dan az olmasını, yağlardan elde edilen günlük kalorinin ise % 30’dan fazla olmamasını önermişlerdir. Endüstriyel şehirlerde yaşayan birçok insan, bu miktarlardan daha fazla yağ tüketmekte ve bu da kalp hastalıklarına, bazı kanserlere ve diyabet hastalıklarına yakalanma riskini artırmaktadır. Yine de pek çok insan çoklu doymamış yağ asitlerini tüketmemektedir. Özellikle; İngiliz Beslenme Vakfı diyetlerdeki kalorinin %6’sının Omega-6 yağ asitlerinden, %1,5’unun ise Omega-3 yağ asitlerinden sağlanması gerektiğini belirtmişlerdir Buna göre, alınması tavsiye edilen günlük ortalama miktarlar aşağıda verilmişti

  • Linoleik asit: Erkekler 17,0 g, Bayanlar 13,0 g
  • Alfa-linoleik asit: Erkekler 3,0 g, Bayanlar 2,0 g
  • EPA ve DHA: Erkekler 1,4 g, Bayanlar 1,1g

Balık yağları en zengin Omega-3 yağ asidi kaynağıdır. Bu yüzden haftada 3 kez (200-300 g) besin gereksinimini sağlayacak; ringa, uskumru, sardalya ve salmon gibi yağ asidi içeriği zengin balıkların tüketilmesi tavsiye edilmektedir. Bununla beraber pek çok insan balık yağlarının lezzetinden hoşlanmamakta ve diğer yağ kaynaklarının kombinasyonuyla elde edilmiş Omega-3 yağ asitlerini tercih etmektedir. Bu kombinasyonlar genellikle; sebze, bitkisel tohumlardan elde edilen yağlar (ceviz) ile hayvansal kökenli; tavuk ve sığır yağlarından oluşmaktadır. Diğer alternatif tercihler ise; Omega-3 ile veya balık yağı kaynaklarıyla zenginleştirilmiş; margarinler, salatalar ve yemeklerin tüketilmesidir. Modern işleme tekniğinde; bu ürünleri tükettikten sonra, herhangi bir balık tadının hissedilmemesi için son derece titiz çalışılmaktadır. Günlük ortalama 5 g balık yağı beslenme gereksinimini karşılamaktadır.

Belli gruplar…

Özellikle belli gruplardaki insanların yeterli miktarda Omega-3 alması gereklidir. Bu grupta; daha çok hamile kadınlar, bebekler, gelişme öncesi çocuklar yer almaktadır. Hamile kadınlar, çocuk gelişiminin normal olarak seyredebilmesi için yeterli miktarda Omega-3 yağ asidi alması gereklidir. Hamilelik döneminde yeteri kadar yağ asidi kaynaklarıyla iyi beslenme sağlanır ise; bu durum annenin üç aylık emzirme safhasının ilk aşamalarında gerekli olan esansiyel yağ asidi gereksinimlerini karşılamaktadır. Bu yüzden anne adayının, bu süre esnasında günlük ortalama 3-4 g esansiyel yağ asidine ihtiyaçları olduğu rapor edilmektedir.
1980’lerde Pediatri uzmanları Omega-3 eksikliğinden ileri gelen; anormal görme, beyin fonksiyonunda ve ikincil nöropatinin zayıflaması belirtileriyle Omega-3’un önemini anlamışlardır. Gerçekten, dokosahexaenoik asit (DHA) beyin ve retinada bulunan fosfolipidlerdeki toplam yağ asitlerinin yarısını oluşturmaktadır. Bu yüzden hamile kadınların özellikle sinirsel gelişimin en belirgin olduğu hamileliğin üçüncü ayında yeterli miktarda PUFA (Omega-3) almaları gerekmektedir. Nispeten bebekler daha yüksek düzeylerde Omega-3’e gereksinim duymaktadır. Gelişme öncesi bebekler Omega-3 ihtiyacını anne sütünden yada zenginleştirilmiş gıdalardan alabilmektedir. Sonuç olarak hamile ve emzirme dönemindeki kadınlarda Omega-3 bakımından eksiklik olabilmekte ve bunu aldıkları gıdalarla artırmaları gerekmektedir. Yine gelişme öncesi bebeklerde, doğum sonrasında düşük yağ düzeyleri görüldüğü için özellikle Omega-3’e ihtiyaçlarının olduğu belirtilmektedir.

  • Huriye Arıman Karabulut, İlhan Yandı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir