Genel Kategori

Su ve İklim İlişkisi

Su ve İklim

Hava koşullarının uzun bir zaman kesiti içinde sergilediği ortalama duruma, iklim
adı verilir. Yerküremiz, son dönemlerde iklim koşullarında meydana gelen bir dizi düzensizlik ile karşı karşıyadır. İklimde oluşan bu değişiklikler insan hayatı üzerinde fark edilir etkilere neden olmaktadır. Günümüzde en çok tartışılmakta olan konulardan biri de bu nedenöe, iklim değişikliğinin su kaynakları ve yeryüzündeki su miktarı üzerindeki etkileridir. İnsan kaynaklı yani beşeri faaliyetler, iklim değişikliğinin yaşanmasına ne yazıktır ki önemli rol oynamaktadır. İklim değişikliği ve onun sebep olduğu küresel ısınma ile su kaynakları giderek azalmaktadır, bunlarda beşeri faktörler söz konusudur. Sanayinin gelişmesi ile birlikte iklim değişikliği, çevre kirliliği ve buna bağlı olarak su kaynaklarının tahribinin birbirine paralel olarak arttığında rahatlıkla söz edebiliriz. Tarımın yoğun olarak yapıldığı dönemlerde iklim daha istikrarlı gitmiş iken günümüz şartlarında sanayinin yoğunlaşmasıyla birlikte, atmosfere yayılan sera gazları ila karbon ve eşdeğer gazlarının etkisi ile ısı giderek yükselmektedir. Isınmaya en başta atmosferde giderek artan oranda tutunan karbon gazlarının neden olduğu bilinmektedir. Karbondioksidin yayılmasının başlıca nedenleri ise yine insan kaynaklıdır. Ormanların giderek azalması ve daha çok fosil yakıtın kullanılması hem çevre tahribatını arttırmakta, hem de karbondioksit oluşmasıyla ısının artmasını, iklim değişikliğini ve küresel ısınmayı hızlandırmaktadır.

“İklim sistemi, yerkürenin yaklaşık 4,5 milyar yıllık tarihi boyunca milyonlarca yıldan son yıllara kadar tüm zaman ölçeklerinde doğal olarak değişme eğilimi göstermiştir. Etkileri jeomorfolojik ve klimatolojik olarak iyi bilinen en son ve en önemli doğal iklim değişiklikleri, 4. zamandaki (Kuvaterner’deki) buzul ve buzul arası dönemlerde oluşmuştur. İklimdeki doğal değişebilirlik, iklim sisteminin iç kuvvetlerindeki değişiklikler sonucunda, mesela volkanik püskürtmelerden kaynaklanan aerosoller nedeniyle ya da atmosfer ve okyanus dolaşımındaki ya da bunlar arasındaki etkileşimde ortaya çıkan bir değişikliğe bağlı olarak ortaya çıkabilir.

Ancak 19. yüzyılın ortalarından beri, doğal değişebilirliğe ek olarak ilk kez insan faaliyetlerinin de iklimi etkilediği yeni bir döneme girilmiştir.”

(Şen, 2005:85)

Burada da belirtildiği üzere, geçmişte değişiklik doğal seyrinde devam ederken, son yıllarda insan kaynaklı faaliyetler iklim değişikliği üzerinde daha da etkin olmaya başlamıştır. Bu doğrultuda, ekonomik büyümenin ve nüfus artışının da iklim değişikliği üzerinde negatif etkileri olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Geçmiş yüzyıllara oranla, 20.yüzyılın sonlarına doğru iklim değişikliğine bağlı olarak hava sıcaklıkları artış göstermiştir.

Küresel sıcaklıklardaki artışlara bağlı olarak; hidrolojik döngünün değişmesi, enerji tedariki güvenliği ve su kaynaklarının hacminde ve kalitesinde azalma, kara ve deniz buzullarının erimesi, kar ve buz örtüsünün alansal daralması, deniz seviyesinin yükselmesi, kuraklık ve seller, iklim kuşaklarının yer değiştirmesi, yüksek sıcaklıklara bağlı salgın hastalıkların ve zararlıların artması sonucunda dünya ölçeğinde sosyo-ekonomik sektörleri, ekolojik sistemleri ve insan hayatını doğrudan etkileyecek önemli değişikliklerin olabileceği beklenmektedir. İklim değişikliği nedeniyle, dünyanın kimi bölgelerinde şiddetli kasırgalar, fırtınalar, seller ve su taşkınları meydana gelirken, kimi bölgelerde ise kuraklıklar yaşanmakta ve çölleşme etkisi gözlemlenmektedir. Birbirini tetikleyen olaylar doğrultusunda, yani sera gazı etkisinin artması, atmosferde hızla artan karbondioksit miktarı, iklim değişikliğinin belirginleşmesi, sıcaklık değerlerinin yükselmesi, buna bağlı olarak buzulların erimesi, deniz seviyesinin yükselmesi, nehirlerin kuruması gibi, daha şimdiden, nüfus artışının da etkisiyle, az gelişmiş ülkelerde birçok insanın içme ve temel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olan yeterli miktardaki sudan yoksun olmasına sebep olmaktadır. Hindistan, Çin, Pakistan gibi nüfusu hızlı artan ülkeler, dünya ölçeğinde yakın gelecek için öngörülen pek çok riskle şu an bile karşı karşıyadır. İklim değişikliğinin etkisiyle, su kıtlığının artması, dikkatleri yüzey sularının azalmasıyla birlikte, daha önceki konu başlıkları altında belirttiğimiz gibi, yeraltı sularına çekmektedir. Dünya ölçeğinde aküferlerden yararlanma hızı, günden güne artış göstermektedir. Su talebinin artması, aküferlerin de veriminin azalmasına ve taban suyu seviyesinin düşmesine yol açmaktadır. İklim değişikliği sebebiyle, her türlü su kaynağı tehlike altındadır. Bilim insanları yaptıkları çalışmalar doğultusunda, dünyanın geleceğine ilişkin olarak pek çok senaryolar ortaya atmaktadırlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir