Genel Kategori

Suyun Sağlık Üzerine Etkisi

İnsan sağlığına zararlı olabilecek mikroorganizmaları ve kimyasalları içermeyen, ancak sağlık için gerekli mineralleri yeterli ve dengeli miktarda içeren renksiz, kokusuz ve berrak olan su; sağlıklı ve temiz olarak addedilen sudur. Sağlıklı ve güvenli su, insan sağlığına zarar verebilecek bütün kirleticilerden arındırılmış, arıtılmış olan sudur. İnsan yaşamının devamlılığı için şu tartışmasız vazgeçilmezdir. Fakat bu denli önemli olan bir maddenin sadece miktar bakımından fazla olması yeterli değildir, aynı zamanda suyun sağlıklı, temiz, içilebilir ve kullanılabilir nitelikte ve aynı zamanda güvenilir olması da önemlidir. Bilindiği üzere tarihsel süreç içinde yerleşim yerlerinin kurulması için hep su kaynaklarına yakın yerler tercih edilmiştir. Bunun sebebi, suyun sadece içmek için değil, temizlik için, tarımsal üretim yapabilmek için, hayvancılıkta, inşaat alanında, çevre düzenlemesi ile ilgili alanlarda ve sanayi üretiminde kullanılan bir madde olmasıdır. Bu kadar çok ihtiyaca cevap veren bu maddenin, insan sağlığına zarar verebilecek nitelikteki yabancı maddelerden arındırılmış olması gerekir. Temiz olmayan su birçok hastalığın da taşıyıcısıdır. Yapılan pek çok araştırma, bir insanın günlük olarak içme, yemek yapma, banyo ve temizlik ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için minimum 50 litre suya ihtiyacı olduğunu ortaya koymuştur. Bu suyun temiz ve sağlık açısından güvenilir olması ön koşuldur. Bunların yanında, uzmanların bildirdiği üzere, gün içinde insanın tüketmesi gereken 1,5 ile 2 litre arasındaki su; vücut açısından besinlerin sindirimi, deriden toksinlerin atılması, hücreleri ve dokuları doldurma ve idrarla zararlı maddelerin atılması gibi işlevlere de sahiptir. İnsan sağlığı biyolojik, fizyolojik ve psikolojik açılardan bir bütünlük arz eder. Sağlıklı bir yaşam için temiz ve güvenilir su birçok açıdan önem arz etmektedir.

Su hakkının temel bir insan hakkı olarak değerlendirilmesi, suyun insan sağlığı için uygun olmasını da kapsamaktadır. Çünkü su ve sağlık arasında doğrudan bağlantı mevcuttur. Birçok hastalık, suyun sağlıklı ve güvenilir olmadığı koşullarda kendini gösterir. Kamu hizmeti kapsamından çıkarılarak, özel sektör aracılığı ile insanlara ulaştırılan su, sağlık bakımından da riskler taşımaktadır. Suyun özelleştirilmesi doğrultusunda sermayenin aşırı kar hırsı nedeni ile su sağlık açısından tehlikeli bir hale gelmeye başlamıştır. Sermayenin maliyetleri kısmak adına gerekli görülen önlemleri almaması nedeniyle yeterli denetimden geçmeyen su, kirlilik yüzünden hastalıklara davetiye çıkarmaktadır. Evsel atıklar (deterjan, kanalizasyon, çöp vs), sanayi atıkları (kimyasallar, radyoaktif maddeler vs) ve tarımda kullanılan ilaçlar ve gübreler nedeniyle kontrolsüz bir şekilde şebekeye verilen su, insan sağlığını tehdit etmektedir. Bu tür atıklar yerüstü ve yeraltı sularına karışarak suyu kirletmektedirler.

Kirli suyun yol açtığı hastalıklar

  • Bakteriyolojik kirlenme; ishaller, tifo, kolera, paraziter hastalıklar, hepatit A, çocuk felci, deri ve göz hastalıkları gibi.
  • Kimyasal kirlenme; zehirlenmeler, kronik hastalıklar ve kanserler.
  • Radyoaktif kirlenme; akut veya kronik etki sonucu oluşabilecek hastalıklar.
  • Subulaşık Hastalıklar: Suya dışkı ve idrar bulaşması sonucu dışkı-ağız yoluyla bulaşan hastalıklar, suda bulunan zehirli maddelerin yol açtığı hastalıklardır. Risk taşıyan yiyeceklerle de bulaşır.
  • Sudan Gelen Hastalıklar: İçinde asalak bulunan suyun içilmesi sonucu oluşur.
  • Suda yaşayan Canlılarla Bulaşan Hastalıklar: Suda üreyen böceklerle taşınan hastalıklardır. Bu risk su yakınında üreyen sivrisinek ya da böceklerin varlığında da mevcuttur.
  • Sukıt Hastalılar: Su yetersizliği nedeniyle oluşan hastalıklardır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir