Gezegenin iyiliği için su tüketimini azaltmak söz konusu olduğunda, tuvaletinizin kaplamasını değiştirmek, belki de aklınıza gelen ilk adım olmayabilir; ancak bilim insanlarından oluşan bir takım, bu fikre ciddi bir önem vermiş.
Araştırma takımının ortaya attığı yeni bir kaplama türü, şu an tüketilen standart su miktarının yaklaşık yüzde 60’ıyla sifonun çekilebileceği ve yalnızca yüzde 10’uyla da tuvaletin temizlenebileceği anlamına geliyor.
Sifon çekerken, her gün dünya çapında 141 milyar litreden fazla tatlı su kullandığımız düşünüldüğünde, epey fazla miktarda su tasarrufu yapılabilir.
Pennsylvania State Üniversitesi’nde çalışan makine ve biyomedikal mühendisi Tak-Sing Wong, “Takımımız, aslında bir tuvaletin kendi kendini temizlemesini sağlayabilen, biyolojiden ilham almış; sıvıyı, lağım pisliğiyi ve bakteriyi uzaklaştırabilen güçlü bir kaplama geliştirdi” diyor.
Kaplama, iki sprey ile mevcut yüzeylere uygulanabiliyor. Bunlardan ilki, tuvalet leğeninin yüzeyine mikroskobik tüyler yerleştirirken, ikincisi ise üst kısma ikinci bir yağlayıcı katmanı ekliyor.
Bu sayede, temizlik açısından önemli bir dışkı sorunu ele alınmış oluyor; çünkü dışkılar çok yapışkan olabiliyor. Kaplamayı, laboratuvarda geliştirilen yapay bir dışkı maddesiyle deneyen araştırmacılar, sahte dışkıların yüzde 90’ının yüzeyden kayıp gittiğini keşfetmişler.
Araştırmacılar kaplamayı, (isimsiz kişilerin bağışladığı) gerçek dışkıyla da test etmiş ve sonuçların aynı ölçüde iyi olduğunu bulmuşlar. Hatta aynı zamanda bu kaygan katmanların, bakterileri etkili bir şekilde uzaklaştırabildiğini keşfetmişler. Bu durum, temizlik için daha az sayıda kimyasala ihtiyaç duyulacak olması demek.
Takımın, sıvıyla güçlendirilmiş kaygan yüzey (LESS) kaplaması adını verdiği bu madde, dakikalar içinde uygulanabiliyor ve yaklaşık 500 sifona dayanıyor. Kaplama, evdeki su kullanımını azalttığı kadar, umumi tuvaletleri de daha güzel hale getirebilir.
Diğer taraftan, bir tür gizli kapı yöntemiyle susuz tuvaletlerin kullanıldığı, gelişmekte olan ülkeler bulunuyor; LESS kaplamasının uygulanması, buralardaki tuvaletlerin bakım ve temizleme yönünden çok daha az su gerektireceği anlamına gelebilir.
Su kaynaklarının, bugünlerde insanların yaşadığı bölgelerin dörtte birinde baskı altında olduğu düşünüldüğünde; kullanımı azaltacak yeni yöntemler bulmak ve suyu en çok ihtiyaç duyulan yerlere yönlendirmek, giderek daha fazla önem kazanacak.
Yine de, bazı muhtemel engellerin üstesinden gelinmesi gerekiyor. Örneğin kaplamaya doğrudan su veya dışkı çarptığında, kaplama çok daha çabuk aşınıyor ve sifon yaklaşık 10 ila 50 defa çekildikten sonra kaplamanın değiştirilmesi gerekiyor.
Bu arada College London Üniversitesi’nde malzeme bilimci olan ve bu araştırmada yer almayan Mark Miodownik, araştırmacıların çalışmasını desteklediğini ancak cevap bekleyen bazı sorular bulunduğunu söylüyor.
“Bu makalenin gösterdiği üzere, böyle tuvaletlerin temizlenmesi için, sifon başına daha düşük miktarda suya ihtiyaç duyulacak ve aynı zamanda tuvaletin hijyeni artacak. Fakat beni kaygılandıran şeylerden biri; ki eminim bilim insanları daha ileriki çalışmalarda bunu ele alacaktır; kullanım yoluyla aşındığı zaman kaplamaya ne olacağı. Eğer bu kaplama dünya çapında benimsenirse, kaplamayla ilişkili kimyasallar çevreyi nasıl etkileyecek?” diyor Miodownik.
Araştırmacılar şimdi, bu yapışmayan spreyi ticari hale getirmek ve dünyaya sunmak için yeni bir şirket kuruyorlar. Bu kaplamanın, uzun süre geçmeden önce yaygınlaşması muhtemel.
“Hedefimiz, bu etkili teknolojiyi piyasaya sunmak ve bu sayede herkesin faydalanması” diyor Wrong. “Kaplama teknolojimizin etkisi en yükseğe çıkarmak için, bunu laboratuvarın dışına çıkarmamız gerekiyor.”