Su Tüketimi, Çevre

Yeraltı Suyu Geri-Beslemesi

Küresel yeraltı suyu kuyularının en büyük değerlendirmesi, birçoğunun kuruma riski altında olduğunu ortaya koyuyor

Yeraltı sularının doğal beslenimi çok yavaştır; uzun vadede azalan yeraltı suyu seviyesinin sebebi yeraltı sularının aşırı tüketimi ve yok oluşunun yeniden dolum oranından daha büyük oluşudur ve sonunda bu durum yeraltı suyu kaynaklarının tükenmesine neden olur. Bu nedenle yeraltı suyu havzalarının suni beslenimi giderek önem kazanmaktadır.

Arıtılmış suyun yeraltı suyu beslenim amaçları:

  • Sahil akiferlerine tuzlu su girişimini engellemek için bariyer oluşturmak,
  • Gelecekteki yeniden kullanımlar için ilave arıtım sağlamak,
  • İçme suyu veya içme suyu dışındaki akiferleri artırmak,
  • Daha sonra kullanmak üzere arıtılmış suyun depolanmasını sağlamaktır.

Yeraltı suyu beslemesi ile su depolamasının bazı avantajları vardır. Bunlar :

  • Suni beslemenin maliyeti yüzey suyu rezervuarlarının maliyetinden daha azdır.
  • Akifer nihai bir doğal arıtma sistemi olarak hizmet verir ve yüzey suları için gerekli olan boru hattı ve kanal ihtiyacını azaltabilir.
  • Yüzey rezervuarlarında depolanan sular buharlaşmaya, yosun ve sudaki diğer canlılardan dolayı tat ve koku problemlerine ve kirliliklere maruz kalırken, suni beslemede toprak-akifer arıtma sistemleri (soil-aquifer treatment, SAT) ve yeraltı depolaması ile bu problemler önlenebilir.
  • Yüzey suyu rezervuarları için uygun alanlar mevcut olmayabilir yada çevresel açıdan kabul edilmeyebilir.
  • Bir atıksu yeniden kullanım projesine yeraltı suyu reşarjının dahil edilmesi, geri kazanılmış kentsel atıksular ve yer altı suyu arasındaki ilişkinin bir sonucu olarak psikolojik ve estetik faydalar sağlayabilir.
  • Ayrıca geri kazanılmış suların doğal ortama verilmesi ile geri dönüşüm süresi artar ve böylece çok yavaş parçalanan kirleticilerin biyolojik parçalanması için gerekli olan süre kazanılmış olur.

Anderson (2003)’ e göre, Florida’ da geri kazanılmış suların 70.000 m3/gün ‘ü içme suyu akiferlerine enjekte edilmektedir.

Geri kazanılmış suların yeraltı suyu beslemesinde en yaygın kullanılan iki metot: yüzeysel sızma ve doğrudan akifere enjeksiyondur.
Yüzeysel sızma en basit, en eski ve en yaygın kullanılan suni besleme yöntemidir. Yüzeysel sızma da reşarj (besleme) suları doygun olmayan yeraltı suyu zonu (vadoz zon) boyunca sızdırma havzalarından sızdırılır. Sızdırma havzaları alanın verimli bir şekilde kullanımına izin verdiği ve basit bir bakım gerektirdiği için suni reşarjın en çok tercih edilen yöntemidir. Filtrasyon oranı genellikle toprak ve bitki örtüsü bozulmamış yerlerde en yüksektir. Doğrudan yeraltı suyu reşarjı ise su akiferin içine doğrudan enjekte edildiğinde gerçekleşir. Doğrudan enjeksiyonda genellikle oldukça iyi arıtılan geri kazanılmış su doygun yeraltısuyu zonuna, özellikle de yüksek su tutma kapasitesine sahip bir akifere doğrudan enjekte edilir.

Doğrudan enjeksiyon ile yeraltı suyu reşarjı iki şekilde uygulanabilir:

  • Derin yeraltı sularında yada yüzeysel sızdırmanın pratik olmadığı veya çok pahalı olduğu topografya ya da arazilerde,
  • Özellikle denizden tuzlu su girişimine karşı sahil akiferlerinde tatlı su bariyerleri oluşturmada etkindir.

Hem yüzeysel sızma hem de doğrudan enjeksiyonda, yerleştirilen çekme kuyuları sızdırma havzaları ya da enjeksiyon kuyularından mümkün olduğunca uzak bir mesafededir, ve böylece reşarj edilen suyun akış yolu uzunluğu ve temas süresi artar. Yer ve zamandaki bu mesafeler reşarj edilen su ve diğer akifer bileşenlerinin karışmasına katkı sağlar, uygun biyolojik ve kimyasal dönüşümler için bir imkan oluşur ve reşarj edilen kentsel atıksu kökenli suyun kimliği kaybolur.


  • Türk Bilimsel Derlemeler Dergisi & Ayben Polat

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir